Bilinmezlik hakkındaki düşüncelerimize genellikle, bilinenler hakkında kafamızda olan kavramların rengini yakıştırırız… ve mutluluk oyunu oynayan yoksul çocuklar gibi, ekmek kırıntılarına pasta diyerek yaşarız.
İnsanların yalanlara inanmasını sağlamanın güvenilir bir yolu onları sık sık tekrarlamaktır çünkü tanıdık olanı gerçek olandan ayırt etmek kolay değildir. Otoriter kurumlar ve pazarlamacılar bu olgunun her zaman farkındadırlar. Bir olgu ya da fikri doğruymuş gibi göstermek için bütün ifadeyi tekrarlamak zorunda olmadığınızı ise psikologlar keşfetmiştir. Tekrar tekrar bir “tavugun vücut ısısı” cümlesi ile karşı karşıya bırakılan insanların, “bir tavugun vücut ısı 144 derecedir (veya herhangi başka bir sayı)” cümlesini doğru kabul etme olasılıkları daha yüksek olduğu görüldü. Cümlenin bir parçasının tanıdık olması, tüm cümlenin tanıdık gelmesi ve dolayısıyla doğru kabul edilmesi için yeterlidir. bir cümlenin kaynağını hatırlayamazsanız, bildiğiniz başka şeylerle ilgisini de kuramazsanız, bilişsel rahatlık duygusuna başvurmaktan başka çaremiz yoktur.