Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şevval Kuyulu

Asla var olmayan ve asla var olmayacak tüm o karakterler, bana sessizce ve yılmadan eşlik ederken, bir şekilde... o kadar da yalnız olmadığımı hissettirmişlerdi.
Reklam
Salt kendi bilgi ve birikimkerinin sentezinden "yeni bir ben" yaratacaktı fakat bunun için öncelikle "eski benini" yok etmesi lazımdı.
Sayfa 28 - Kitap MüptelasıKitabı okudu
Bir bakıma itilmişliğin, sevgisizliğin, görmezden gelin emin intikamını sapanıyla alıyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Uğruna kendi mutluluğunu ve bir başkasının mutluluğunu harcadığı sırrın başından beri önemsiz ve değersiz olduğunu anladı o an.
Sayfa 82 - Can YayınlarıKitabı okudu
Marianne bazen kendini en alt basamakta görse de diğer zamanlarda hiç merdivende değilmiş, aşağısı-yukarısından etkilenmiyormuş gibi hissediyor; çünkü ne popülerlik peşinde ne de elde etmek için uğraşıyor. Baktığı yerden merdivenin kime ne fayda sağlayacağı meçhul, en tepedekiler için bile.
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sistemle uğraşma. Zekanla alt et.
Sayfa 35 - Altın KitaplarKitabı okudu
Bir vazo kırıldığında ve parçaları bir araya getirmeye çalıştığınızda bir daha asla birbirlerine uymazdı. En azından mükemmel bir şekilde. Eskiden olduğu biçimde. Yeni vazoda çatlaklar olabilirdi ama yarıklar sayesinde içine gün ışığı girerdi. Parlaklığının altında hayat gelişir, çatlakların arasından büyür ve yeniden çiçek açardı.
Sayfa 126 - Lapis YayınlarıKitabı okudu
Duygularımdan bahsetmek hiçbir zaman en iyi yaptığım şey olmamıştı; özellikle de ailemle.
Sayfa 31 - Lapis YayınlarıKitabı okudu
Bütün sır sevgide, yani gözün gibi bakmada, üzerine titremede, bir saatliğine bile olsa bir yere misafir gittiğinde, yüreğinde sıkıntı hissetmede, acaba bahçeme bir şey olur mu diye altüst olmada.
Onlara ters ters bakarken kafamda tekrar tekrar yinelenen tek soru vardı: 'Bu insanlar kimdi böyle?'
Reklam
Hava hâlâ aydınlıktı ama umrumda değildi. Perdeleri kapatıp evi elimden geldiğince karanlık hâle getirdim, tek ışık şömineden geliyordu. Kendimi de böyle hissediyordum; karanlık, umutsuz. Sadece zamanımın geçmesini bekliyordum.
Bazen yaşanması gerekenler yaşanıyor. Ders alıp yürümek lazımmış meğer. Geçmişimi, biyolojik babamı, annemi ve çocukluğumu özgür bırakmayı seçiyorum
Bu kadar çok düşünmemem gerekiyor, kopuveriyorum bir anda gerçeklikten.
Tereyağlı ekmek ile kedi paradoksunu bilir misiniz? Kedi hep dört ayak üstüne, tereyağlı ekmeğin yağlı kısmı ise hep halıya düşer. Kedinin sırtına tereyağlı ekmeği bağlarlar ve iki teoriyi de kanıtlamaya çalışırlar. Sırtımda tereyağlı ekmek, dört ayak üstüne düşmeye çalışıyorum. Bu da benim paradoksum.
Bu çok garipti aslında; sizin için hayatınızın en kötü gecesiyken diğer herkes için sıradan bir akşam olabiliyordu.
Sayfa 292 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
496 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.