Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Belki, mutluluğun formülü
BELKİ DE MUTLULUK birey olarak bizimle ilgili bir şey değildir. Belki bizegelebilen bir şeydir. Mutluluk belki de olduğumuz yerde kalmak değil, yola çıkmaktır. Mutlu­luk belki buna değer olduğumuz için hak ettiğimiz bir şey değildir. Belki de mutluluk sahip olabileceklerimizle ilgili değildir. Belki zaten sahip olduklarımızla ilgilidir. Mut­luluk belki de ne verebileceğimizle ilgilidir. Mutluluk ağla yakalayabileceğimiz bir kelebek değildir belki. Belki mut­lu olmanın belli bir formülü yoktur. Belki de yalnız bel­kiler vardır. Emily Dickinson'ın dediği gibi, "Sonsuzluk, Şimdi'lerden oluşuyor"sa, şimdiler de belki belkilerden oluşuyordur. Belki de hayatın amacı kesinlikten vazgeçip hayatın görkemli belirsizliğine kucak açmaktır.
Sayfa 52 - Domingo Yayınevi
Faydanın faydaya birleşmesi zarara sebep olmaz, aksine faydalı olmayanın faydalı olana birleştirilmesi, ölçüyü aşma durumunda zarar verir. Bu noktada, salah olanın belli bir sınırının olmadığı, ama (hasta için) faydalı olan Jilaç içini belli bir sınırın bulunduğu söylenebilir. Bu nedenle de iki durum birbirinden farklılık arz eder.
Sayfa 443 - NesefiKitabı okudu
Reklam
İlmin Fazileti
Allaha ancak ilimle itaat edilir ve ibådet yapılır. Allah'ın birliği ilimle bilinir. Ancak Allah'ı bilenler onu en güzel surette tesbih edebilirler. İnsan ilim sayesinde takva sa- hibi olabilir. Akrabalık bağları ilimle korunabilir. Haram ve helål, ilimle bilinir. İlim esastır, amel de onu takip eden uy- dudur. Allah, ilmi iyi kullarına ihsân eder. İlimden ancak az- gın olanlar mahrum kalır."61
"sadece Müslümanca yaşamak"
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu bağlamda şu soruyla karşıla-şıyor: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla: "Sa-dece Müslümanca yaşamak" denildiğinde şaşkınlık yaşa-nıyor. Peki, böylesi basit bir talep için bu hengâme niye? Bu vaveyla bu kadar basit bir talep için mi koparılıyor? Bu basit cevap karşısında şaşkınlık yaşanıyor, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan birinin dünyanın çoğu yerinde zindanlara atılması, işkenceye uğratılması umur-sanmıyor. Bunlar olağan görülebiliyor.(!!)
İslâm denildiğinde onu küçümseme adına ağızlara sa-kız yapılan bazı hukuk kurallarının gerçek mahiyeti, yanlış kıyaslardan yola çıkıldığı için, anlaşılmadan kalıyor. Çün-kü İslâm'a mahsus toplumsal şartlar, başka kültürlerin kıs-taslarıyla, değerleriyle anlaşılmaya çalışılıyor. Bir bakıma Karakuşi bir akıl yürütme ortamına giriliyor. Durumu şöy-le betimlemek mümkün: yürürlükteki durum, büyük ölçü- de insanın nefsâniyetine hitap ediyor. Oysa İslâm nefs ter-biyesini teklif ediyor; nefsini, nefsanî arzularını putlaştır-mış olanlarsa putlarına kimseyi dokundurtmak istemiyor.
Son sigarasını son viskisine saklıyordu Ne sigarasının sonu geldi Ne de viskinin sonunu getirebildi Oy sa ki bu sondu..
Reklam
"Ey Beşeriyet! Saâdet, hayatı olduğu gibi kabul, eskâline rıza, ıslâhına sa'ydadır."
Sayfa 146Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.