Küçük nasırlı bir avuçtan
Avuçlarıma dökülürdü tüm şehir
Alır yüzüme sürer
Güvercinlere emanet ederdim yüzümü
Aç gagalarını ıslatırdı gözyaşlarım
Kurumlu bir saat kulesi kur yapardı bana,
Çeyrek geçmişliğiyle övünen topal.
Bir gül uzatırdım çocuklardan biri
Ellerimden güle yalnızlık batardı
İçi bulandırdı yalnızlığımın
Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.