Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pencerenin dışındaki saat kulesi onu gösteriyor. Üniversite öğ­ rencileri geç yaz derslerine doğru aceleyle gidiyorlar, ayakları susuz kalmış çimler üstünde ezilmiş patikalar oluşturuyor. Hayat ve iş hakkında yakın bir arkadaşımla hararetli bir tarhşma içindeyim. Biraz fazla canlı bir halde, çocuğum olursa, bir tane mi iki tane mi olur emin değilim, diyorum. Bu biraz endişe verici bir alan. İkimiz de biliyoruz ki -ya da en azından bildiğimizi sanıyorum- araştırmalara göre, onun gibi part­ neri ve çocukları olan erkekler bizim işyerimizde gayet iyi ilerliyor­ lar. Çocuklu kadınlarsa pek öyle değil. Başarı oranları yavaşlama kaydediyor, çocuk sahibi olmayan kadınların ve erkeklerin başarıla­ rının gerisinde kalıyor.
Sayfa 29 - Mundi yayınları subat 2023Kitabı okudu
Kurumlu bir saat kulesi kur yapardı bana, Çeyrek geçmişliğiyle övünen o topal. Bir gül uzatırdı çocuklardan biri Ellerimden güle yalnızlık batardı İçi bulanırdı yalnızlığımın Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.
Reklam
Sende bu ad oldukca istersen sıfır numara kel,istersen at kuyruklu olurum. Ince bıyıklı, tek dişi altın olurum. Meftun olurum, meczup olurum. Uzaklara bakarım, çıtımı çıkarmam. Nasıl söyleyeceğimi bilmem, susarım. Susmak üzerine konuşmak gerekirse, beni çağırırlar,oturur susarım. Dolmabahçe Saat Kulesi'yle, Çırağan Sarayı ile konuşurum. Duvarlara yazılar yazarım gizli gizli:"Albayım beni Nezahat ile evlendir". Sülüs yazaeım, kûfi yazarım, Latin yazarım. Gotik yazamam. Yağ satarım, bal satarım, ustamı öldürür ben satarım. Yemeden içmeden kesilir, alık olurum.Adımı sorsan duymaz olurum. Kötü olurum, iyi olmam Nezahat. Ya bu adı değiştir yada al bu elmayı. Bende sevdiklerince terk edilme endişesi, kafayı yemeye meyyal haller var. Al bu elmayı Nezahat. Yüzünde göz izi var.
RTE
Ak Saray' da 1.150 küsur oda var. Her gün başka bir odasında otursan, turu tamamlayıp yeniden aynı odaya gelmen 3,5 sene sürüyor. Buckingham Sarayı'ndan dört misli büyük, ABD başkanının kullandığı Beyaz Saray' dan altı misli büyük, Elysee Sarayı'ndan 25 misli büyük ... Kremlin'in yanına Kızıl Meydan'ı ilave et,
Sayfa 439 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Bu nedenle Sümerler altmışlık sayı sistemi kullanıyorlardı . Elleri kullanarak hesaplaması kolay oluyordu . İşte , saatlerimizi altmış dakika , dakikalarımızı altmış saniye , saniyelerimizi altmış salise yapan şey Sümerler’in parmak hesabıdır . Dikkat ederseniz , gün de yirmi dört saattir . Yani iki çarpı on iki saat . Ya da yılın on iki aydan oluşması . Bunların hepsi Sümer mirasıdır .
Allah bazı insanlara kabiliyet vermiş. Sizin üç günde öğrendiğinizi üç saatte öğreniyor ve unutmuyor. Bu kabiliyeti de kendinden biliyor ve Allah da ona mehil veriyor, önünü açıyor böylece o kişi daha çok öğreniyor, daha çok öğrendikçe de kibir kulesi büyüyor. Her otoritenin etrafında ona itibar eden, onu öve öve bitiremeyen birtakım insanlar olur. Bu böyledir. Her türlü otoritenin etrafinda vardır bu insanlar. Böyle bir halka oluşuyor ve buna "ekol" diyorlar. Bir başka ekol ona tenkit getirince ciddi izahlar yapılıyor, tartışmalar çıkıyor. Halbuki tevazu kanatlarını biraz indirseler tez-antitez meselesinden yeni bir sentez çıkabilecek. Ama çoğu zaman bu olmuyor.
Reklam
YÜZÜM GÜVERCİNLERE EMANET
Küçük nasırlı bir avuçtan Avuçlarıma dökülürdü tüm şehir Alır yüzüme sürer Güvercinlere emanet ederdim yüzümü Aç gagalarını ıslatırdı gözyaşlarım Kurumlu bir saat kulesi kur yapardı bana, Çeyrek geçmişliğiyle övünen topal. Bir gül uzatırdım çocuklardan biri Ellerimden güle yalnızlık batardı İçi bulandırdı yalnızlığımın Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.
Sayfa 30 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Harry - Söylemek istediklerimin hepsini bir mektupta söyleyemem, baykuşun yakalanması halinde çok riskli olur bu - yüz yüze konuşmamız gerekiyor. 22 Kasım sabahı saat birde Gryffindor Kulesi'ndeki şöminenin orada tek başına olabilir misin? Kendi başının çaresine bakabileceğini ben herkesten iyi biliyorum, hele Dumbledore ile Moody de oradayken kimsenin sana zarar verebleceğini sanmıyorum. Yine de, anlaşılan birisi bu konuda elinden geleni ardına koymuyor. Seni o Turnuva'ya sokmak çok riskli biriş olmuş olmalı, özellikle de bunun Dumbledore'un burnunun dibinde yapıldığını düşünürsen. Tetikte ol, Harry. Alışılmadık şeyler olursa duymak istiyorum hala. 22 KAsım konusunda da beni mümkün olduğunca çabuk haberdar et. Sirius
Eğer iki özellik birbirlerine bağlı bir şekilde değişme eğilimi gösteriyorsa buna ilişkisel (korelasyonal) denir. Örneğin insan boyu ağırlığıyla ilişkilidir çünkü boy arttıkça ağırlık da artmaya meyleder. Okulda alınan notlar zekayla ilişkilidir çünkü akıllı insanlar daha yüksek notlar almaya meyillidir. Ancak iki şey arasında ilişki olması, birinin diğerinin illaki sebebi olduğunu kanıtlamaz. Örneğin birbirinden 30 km uzaktaki iki kasabanın saat kuleleri olduğunu düşünün. Sürekli olarak, birinin saat kulesi çaldıktan 1 dakika sonra ötekinin saat kulesi çalıyor. Bu durum birinci kasabanın kulesinin çalmasının ikinci kasabanın saat kulesinin çalmasının sebebi olduğu anlamına gelmez. Bu yüzden bilimciler böyle bir ilişkiyi test etmek için yöntemler kullanırlar. Örneğin saat kulesi örneğinde birinci kasabanın saatini durdurup diğerinin de onu izleyip izlemediğine bakacaklardı.
Karla Gelen Güzellik
Moskova’da Kızıl Meydan adıyla anılan büyük bir alan vardır.Bu alanda eski bir saat kulesi vardır.Bu saat, her sabah saat onda piyanonun uyumlu sesiyle çaldığında;bacağının biri tahta olduğu için elinde baston olan. bir adam gülümser.Adam elindeki sepetteki mısırları “selam güvercinle rim! Nasıl iyi uyudunuz mu?Aç mısınız bakalım?” diyerek verir. Güvercinler yanıt verirler adama “Rhu, rhu,rhu ..yani selam,sağol,iyiyiz.Orada bekleyen kediye güvercinlere zarar vermesin diye peynir verip karnını doyurur.
Sayfa 30 - Muşti yKitabı okudu
Reklam
Yıldız Suikasti
Hadise faillerinden biri yakalandı. Belçikalı imiş. Bunun adliyedeki mahkemesi serbest oldu. Merak ettim, gittim, dinledim. Ermeniler bu komite ve patlama işlerinde uzman olan Edoward Joris namındaki Belçikalıyı da içleri- ne almışlar. Bu adam Singer fabrikası memurlarındanmış. Bu adamın karısı da faal bir rol oynamış. Viyana'dan şık, lastik tekerlekli bir fayton getirmişler. Arabacının oturacağı yere müthiş patlayıcı maddeleri demir sandık içerisinde yerleştirmişler. Söylenti şu idi: Bir İslam saf arabacıyı bulmuşlar. Selamlık resminin fotoğrafını alacaklarını söylemişler, bunun için basılması lazım gelen düğmeyi de öğretmişler. Resim- de kendileri de bulunmak istediklerinden bunu da söyleyerek zavallı saf arabacıyı aldatmışlar. Hamidiye Cami'nin saat kulesi yakınında arabacı tayin olunan zamandaki Sultan Hamid Cami'nden çıkmış olacaktı. Düğmeye basmış ve araba da arabacı da yakınındaki insanlar da parça parça havaya uçmuş.
Sayfa 241 - Panama YayınlarıKitabı okudu
Ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayetve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı Kâinattan 7079 yıl, İsaMesih’ten 1681 ve Hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına Kostantiniye derlertarrakası meşhur bir kent vardı. Ceneviz taifesinin buraya ilk gelen gemilerinekaranlıkta uçan bir ak martının yol gösterdiği, ancak salimen karaya vasılolduktan sonra dümencileri olacak Pundus nam kâfirin bu martıyı Mesihaddederek yuvasını arayıp bulduğu ve itikatlarınca İsa’nın etini yemek sünnetolduğundan kuşu kızartıp yediği rivayet olurdu. Eskiler, bu martınınyuvasının bulunduğu yere Ceneviz kavminin yüksek bir kule diktiğini rivayetetmişlerdir ki, sonraları Galata Kulesi diye nam salmış bu heybetli yapınıntepesinde, yalı adamlarının dürbünle, yiğitlerin ise çıplak gözle, Bursakentinin ulu dağını seçtikleri söylenegelmiştir. Ne var ki bu şayianın,ziyaretçilerden bahşiş koparmak hevesiyle kuledeki yangın gözcüleritarafından okunan bir kurt masalı olduğu da ağızdan ağıza dolaşmıştı birzamanlar. Beher yangın için, eğer vaktinde tespit edebilirlerse yirmi akçeikramiye, edemezlerse yangın sönene kadar saat başı yirmi değnek ceza alanbu adamlara hazine-i hümâyûndan on akçe helal yevmiye verilirdi.
15 mayıs 1919
İşte tam o sırada, saat kulesi yakınlarında... Uzun boylu, siyah takım elbiseli bir delikanlı fırladı ortaya. Elinde revolver vardı. Bu kadar kolay olamaz diye bağırıyordu. Bastı tetiğine. İlk kurşundu. Hasan Tahsin'di o. Henüz 30'undaydı.
657 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.