Her bir taş blok 1 ton ağırlığı olan 2.300.000 taş bloktan inşa edilen ve yaklaşık 50.000 metrekarelik bir alanı kaplayan piramit gerçekten çok büyüktür. Basit bir hesap, inşaatı yapanların Hufu'nun saltanatı süresinde
(2545-2525) hiç ara vermeksizin yıl boyunca günde on saat çalışarak yapıya her iki dakikada bir bir taş blok yerleştirmeleri gerekeceğini ortaya koyuyor. Tamamlandığında 145 metre
yüksekliğe ulaşan Büyük Piramit, modern zamanlara kadar ölçüleri bakımından eşsiz kaldı. MS 1889 yılında Eiffel Kulesi
tamamlanana dek, yani 4400 yıl boyunca dünyanın en yüksek yapısı olarak kaldı. Muazzam büyüklüğüne rağmen, gerçek
kuzeyden sadece bir derecenin yirmide biri sapmayla yönlendirilmiş ve olağanüstü bir hassasiyetle inşa edilmiştir. Büyük Piramit akılcı açıklamaya, dünyadaki herhangi bir anıttandaha çok karşı koyuyor gibi görünmektedir. İnşası, anlamı ve
amacı hakkında çılgın bir spekülasyonu kendine çekmesinde
şaşılacak bir taraf yoktur.
"İslam topraklarını gezip gören Frenklerin seyhatnamelerinde rastlanılan bir şikayettir: Bu ülkede saat kulesi yok! Sonra sebep ararlar buna: Çünkü bu ülkede zamanı günde beş vakit ezan belli eder."
İslam topraklarını gezip gören Frenklerin seyahatnamelerinde rastlanılan bir şikayettir: Bu ülkede saat kulesi yok! Sonra bir sebep ararlar buna: Çünkü bu ülkede zamanı günde beş vakit ezan belli eder.
Bu şiirdeki gu-guk-guk sözcükleri Kumrular taklit edilerek okunacaktır. :)
Gecenin vitrinine konulmuş
Büyük bir yakut parçasıydı sabah
Mahalle kahvelerinde
Sıcak çaydan adamların
Yüzleri ağarırdı ilk ışıklarla
Gençlerin güzellerinin makbul olduğu
Tek ülkeydi ülkem
Benimse yüreğim
Koltuk altına sıkıştırılmış,
Yenik bir tavla maçı
"..O zaman anladım ki hayallerimizin İstanbul'u hakikisinden daha çok güzeldir. Acaba öyle mi? Kötü bir Galata Köprüsü, çirkin bir Beyazıt Kulesi, bir yüce Süleymaniye kubbesi, bir kocaman ve munis ejderha Ayasofya yanında, birinin üstünde, diğerinin tepesinde, diğer ikisinin duvarları dibinde daha mı mesuduz?Acaba asıl İstanbul; özlenen, daha bir saat ötelerden bile özlenen, hayallerimizin, rüyalarımızın ve hatıralarımızın İstanbul'u mudur?"
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 'Bir Başka İstanbul' ÖyküsüKitabı okudu
İslam topraklarını gezip gören Frenklerin seyahatnamelerinde rastlanılan bir şikâyettir: Bu ülkede saat kulesi yok! Sonra bir sebep ararlar buna: Çünkü bu ülkede zamani günde beş vakit ezan belli eder.
“(Yanlış olarak Arzerum, Erzrum, Erzron diye adlandırılan) Erzurum; aşağı yukarı 415 yılı sıralarında İkinci Feodosya zamanında kurulmuş ve Feodosiopol diye adlandırılmıştı. Adıyla hiçbir tarihsel anı birleşmiyor. Bildiğim tek şey, Hacı Baba’nın tanıklığına göre, bir hakaret dolayısıyla özür dilemek için burada İran elçisine insan kulağı diye dana
Kurumlu bir saat kulesi kur yapardı bana,
Çeyrek geçmişliğiyle övünen o topal.
Bir gül uzatırdı çocuklardan biri Ellerimden güle yalnızlık batardı İçi bulanırdı yalnızlığımın
Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.