Freyja

Sabitlenmiş gönderi
İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı.
Sayfa 85
Reklam
Freyja
Bir kitabı yarım bıraktı
%14 (34/240)
Sosyalizm 101
Sosyalizm 101Kathleen Sears
7.5/10 · 149 okunma
Freyja
Bir kitabı yarım bıraktı
Lenin'li Günler
Lenin'li GünlerMaksim Gorki
0/10 · 1 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
408 syf.
·
Puan vermedi
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë
8.1/10 · 41,9bin okunma
Ama o kitapların çoğu kafamın içine yazılmış, yüreğime kazınmıştır. Beni onlardan yoksun edemezsin ya!
Sayfa 360
Reklam
(...)insan tanımadığı bir başka insanın sevgisinden ölebilir mi hiç?
Sayfa 281
yağmur dindi sevgilim bak dinle her şey dindi, acıysa dinmemiş halde.
Freyja
Bir kitabı okumaya başladı
Düello
DüelloBehçet Aysan
8.7/10 · 665 okunma
Ayağının bastığı yeri, onu saran havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her sözü seviyorum. Her halini, her davranışını, baştan aşağı her şeyini, her şeyini seviyorum, işte bu kadar.
Sayfa 97
Sabahları saat ona kadar yatmamalısınız. Sabah, asıl saat ona gelmeden geçer gider. Saat ona kadar işinin yarısını bitirmeyenlerin, o günkü işlerini bitirebilecekleri kuşkuludur.
Sayfa 76
Reklam
Kötü bir yürek en sevimlileri bile çirkinden de kötü yapar.
Sayfa 71
Akıllı bir insan için en iyi arkadaş yine kendisidir.
Sayfa 38
249 syf.
10/10 puan verdi
Utopia
UtopiaThomas More
8.2/10 · 20,3bin okunma
Zenginler cumhuriyet, halk egemenliği gibi parlak sözler altında yoksulların kuyusunu kazıyorlar. Türlü düzenler ve akla gelmedik yollarla bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyorlar: İlk sağlamak istedikleri, kimi az kimi çok haksızlıkla elde edilmiş bir serveti dünya durdukça dokunulmaz bir mülk haline getirmek, ikincisi de yoksulların açlığından, bedenlerinden yararlanmak ve onları yok pahasına çalıştırmaktır.
Sayfa 102
Bir soylu kişi, bir para babası, bir tefeci, kısacası hiçbir şey üretmeyen ya da devlete yararsız süs püsler yapıp satan, işsiz güçsüz, bolluk içinde güle oynaya yaşarken, beri yanda işçinin, arabacının, demircinin, marangozun, çiftçinin, bir lokma ekmek için durmadan didinmesi, bunca alınteriyle, yük hayvanlarının bile zor dayanacağı yoksulluk içinde yaşaması hangi hakka, doğruluğa sığar? En çetin işleri gören bu insanlar o kadar yararlı kişilerdir ki, hiçbir toplum onlarsız bir yıl bile ayakta duramaz. Böyleyken bir hayvanın durumu onlarınkinden bin kat daha iyidir. Çünkü hayvan onlardan daha az çalışır, yiyeceği hiç de onlarınkinden kötü değildir, hatta zevklerine daha uygundur. Üstelik hayvan geleceğinden de kaygılı değildir. İşçiye gelince, nedir işçinin kaderi? Bugün için verimsiz, kısır bir işin altında ezilmektir ve yarın için beklediği de yoksulluk, dilencilik içinde geçecek bir ihtiyarlıktır. Aldığı gündelik, günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yetmez. Nasıl kazancından bir parçasını bir yana ayırsın da yaşlı günlerindeki geçimini sağlayabilsin?
Sayfa 101