Bak doktor, dedim. Benim hiçbir şeyim yok. Sadece talihsizim.
-Ama doktor, ben hasta değilim... Allah rızası için... Size anlattım.
Tekrar gözlerini gözlerime dikti. En katî sesiyle:
-Hastasınız... diye kesip attı. Psikanaliz çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.
afyon ve duyarsızlaşma
yoksa hakikaten her şeye yabancı, her şeye kayıtsız mıydılar? hayır, burada her şey biraz afyon, biraz uyku ilacıydı.
Sayfa 136
Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen bir adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer; Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "Ben artık başkasıyım!" diyebilmek saadeti.
Sayfa 16Kitabı okuyor
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki , bizzat iyilik dahi , ancak ceza görmesi ve ayıplanması icat eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir.
Kendisinden başka herkesi haklı bulan insan kavga eder mi hiç?
Sayfa 296 - Dergah, 30. BaskıKitabı okudu
İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Sayfa 181Kitabı okuyor
İnsan neyi anlatabilir? İnsan insana, insanlara hangi derdini anlatabilir? Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz.
Sayfa 112Kitabı okuyor
...onun hayatımda dolduracağı yer kendisi gelmeden çok evvel hazırlanmıştı.
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
İnsanlar niçin yalan söylerler ve iftira ederler? Benim naçiz kanaatıma göre, iftira sadece çirkin değil, aynı zamanda gülünç ve aciz bir şeydir de.
Yani hayatım onunla şekil aldı...
Bir ihtiras ne kadar masum olursa olsun yine tehlikeli bir şeydir.
O bana hiçbir şeye sahip olmadan, hiçbir şeye aldırmadan yaşamayı öğretti.
Fakat gerçekten buna bir hayat denebilir mi? Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lâhza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de , benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk.