"Bir soru kanırtıyor dudaklarımı/ sabahtan akşama sormayı düşündüğüm/ Duruşmada değil miyiz kaç yıldır?/ Ağaçlar, gün ışığı, gökyüzü, deniz duruşmada değil mi sabahtan akşama"
"Duruşmada değil mi sofrası, tezgâhı, harmanı beslediği umut, devşirdiği sevinç insanın,/ inanmak güzel günlerin geleceğine ve istemek/ akıtılan ter, dökülen kan duruşmada değil mi,/ düşünen beyin, oluşan bilinç, çarpan yürek"
"Bütün sokaklar kentlerde kaç yıldır,/ sokaklarda bütün evler, evlerde bütün çocuklar/ çocuklarda bütün yarınlar çağrılı değil mil yeniden başlamıyor mu hepimiz için/ her sabah bu duruşma" (...)
"Bir ilkbahar sabahı,iki üç çiçek açtıktan sonra kurumuş erik dalına sabah güneşi vururken,o dala kendini asan genç bir Heidelberg öğrencisinin zayıf bedeni salanıyormuş.