Kendi ruhunun yalnızlığını bulup ortaya çıkartmaya çalışan Raif'in hayalleriyle yola yıkılan bir hayatı. Hayatı boyunca bir kelime olsa o olurdu sanırım diyordu ya zaten "size kırgın değilim sadece mütessirim". Mütessir , Raif efendi hayatında hiç kimseyi yanına yaklaştırmadığı ruhunun yalnızlığında sadece tek bir insan için çabaladığını düşününce dünyada yalnız kaldığını hisseden mütessir bir insan. Lise yıllarında zorunlu olan bu kitabı şimdi yeniden okumak garip hissettirmiş olsa da aslında onu yeniden değil de sanki gerçekten şimdi okumuşum gibi. O yıllarda ne hissediyorum bilmiyorum ama şimdi onların aşkına karşı kalbimde ufak tefek bir his vuku bulmakta. Kitabı okuduğum müddetçe kaşlarım biraz havada ruhumda Raif'in izlerinden birer parça ve Maria'nın aşkını hissetmek ister gibi birkaç düşünce hafızamda kazılı kaldı.
Normalde bu kitap hakkında bir şey yazmayacaktım. Genellikle Türk Edebiyatı'nın ustalarının öykülerinden oluşan bu kitaba inceleme yazmak -benimkine de inceleme denirse- haddime değil diye düşünüyordum. Sonra bu kitabı benimle birlikte sadece yedi kişinin okuduğunu fark ettim. Bir sürü fasa fiso kitabın binlerce okunduğu bu platformda bu kitabın sadece yedi kişi tarafından okunması şaşılacak şey doğrusu!
İçinde elli tane öykünün yer aldığı bu seçkinin her zerresini çok beğendiğimi iddia edemem ama bazı öyküler var ki beni benden aldı. Bunlardan bazılarının isimlerini vereyim: Memduh Şevket Esandal'ın Otlakçı'sı, Halide Edip Adıvar'ın Himmet Çocuk'u, Reşat Nuri Güntekin'in Gamsızın Ölümü öyküsü, Sabahattin Ali'nin Sırça Köşk'ü, Aziz Nesin'in Dur Bakalım Ne Olacak'ı, Necati Cumalı'nın Yalnız Kadın'ı, Leyla Erbil'in Ayna'sı, Nazlı Eray'ın Azgelişmişlik Eczanesi.
Özetle, öykü türüne meraklıysanız bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Herkese selamlar, kitapla kalın efendim.
Onlara güvenmeden? Ben yaşayamazdım.. Raif hayatımda hiç bir şekilde istemeyeceğim biri.. Raif hayranları kusura bakmasın ancak bana göre Raif sürekli kendi acınası durumunu düşünen (ki kendini bu duruma yine kendisi sokan) sevdiği kadının peşine düşmek yerine beni terk etti diye düşünüp hayatını bu bahaneye sığınarak rezil etmiş biridir...
Hepsi birbirinden güzel 13 öykü. İsteksiz okumama rağmen etkilendim. Öyküler hayatın gerçekçi yönünü yüzümüze vuruyor ve mutlu sonun ancak masallarda olduğunu öğretiyor. Kesinlikle okunulması gereken bir eser. 13 öyküden oluşan bu şaheserin 2 öyküsüne kalbimi bıraktım.
Ayran, Isıtmak için.
Şu iki öykü hayatın gerçek ve zor yönünü anlamamda çok yardımcı oldu. Bu kitabı okumayacak olsanız bile şu iki öyküyü muhakkak dinleyin yolda, otobüste, herhangi bir zamanda.
Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk kitabıydı. Muhteşem bir anlatım söz konusuydu. Keyifle ilgiyle okudum. Her insanın içinde olan o şeytanı felsefik bir tavırla ortaya koymuştu. Hem arkadaşlık hem kadın erkek ilişkileri hem de toplumsal konulara ustaca değinilmişti.
" Perişan bir haldeydim. Fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit vardı."
"... unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış... "
Sabahattin Ali' nin bu çok bilinen iki sözünün geçtiği eseridir.
İnsan Doğasının Derinliklerine Yolculuk
Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan"ı, Türk edebiyatının önemli yapıtlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Roman, 1940 yılında yayımlandığında dönemin toplumsal ve siyasi sorunlarına eleştirel bir bakış sunarak dikkat çekmiştir. Kitap, insan psikolojisinin karmaşıklığını ve içsel çatışmaları merkeze alırken, aynı zamanda
