"İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.”
Bir zamanlar ben de başka türlü düşünüyordum her şeyi aklımla halletmeye kalkıyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum, o da tecrübe.
Reklam
The Weeknd Often dinle
Seneler sürer her günüm Yalnız gitmekten yorgunum Zannetme sana dargınım Ben gene sana vurgunum
"Ne demek efendim?
Bu ameliyatı bu memlekette yapacak adam yok mu?" "Olmaz olur mu, efendim? Türkiye'de dekolman ameliyatı yapılmamış... Olabilir! Ama hepimiz Avrupa'da bulunduğumuz sıralarda müteaddit defalar bu ameliyatı yaptık. Literatürü de günü gününe takip ediyoruz." "Memleketimiz bu aşağılık duygusundan ne zaman kurtulacak bilmem? Gâvur olsun da kim olursa olsun. Hemen baş tacı ederiz."
İstanbul’dan ayrıldıktan sonraki 3. gün kendimi darlama seviyem :))
“ İs­tan­bul­ has­re­ti­ be­ni­ fe­na­ hal­de­ sar­dı.­Ev­le­ri,­ so­kak­la­rı,­ de­niz­le­ri,­ in­san­la­rı­ gö­züm­den­ git­mi­yor­du.”
"yemeyeceğim, içmeyeceğim, oğlumu büyütüp adam edeceğim. Sonra günün birinde oğlumla yolda giderken babasına rastgeleceğim. Oğluma, 'Sen yürü!' diyeceğim. Ondan sonra babasının yakasına yapışıp, 'Bak pezevenk, diyeceğim, doğmadı sandığın oğlun büyüdü, aslan gibi oldu. Ama seni bilmeyecek, sana baba demeyecek."
Reklam
222 syf.
8/10 puan verdi
1937. Bundan 87 yıl önce. Hâlâ okunuyor olması şaşırtıcı bence. Şaşırtan kısım, biz hiç okuyan bir toplum olmadık, olamadık. Buna rağmen bu zamanları gördü Kuyucaklı Yusuf. Kitabın sonunda Ahmet Oktay'ın incelemelerindem bir kaç alıntı yapmak istiyorum *"1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede, Aydın'ın Nazilli kazâsına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler". Anlatımının yalınlığı ve katılığı, roman dünyasının olaylarının nasıl bir acımasızlık içereceğini sezinletir. *Yusuf, baskısız, eziyetsiz bir dünyaya arzular içten içe, olayların nedenleri üzerinde derinlemesine düşünmemesine rağmen, son kertede özgür olmak ve dilediğince davranmak ister. *Hiçbir olayda başkaları ile iletişim kurmamış, kuramamıştır. Sabahattin Ali aslında toplumsa duyarsızlığa da değinir aynı zamanda. Kaymakamlıkta yaşanan olayla ve Yusuf'un hayatındaki sonraki olaylar toplumun destek olmasindan ziyade köstek olduğununda gösteriyor. Kitaplar bize olması gerekeni gösterirken, aynı zamanda neyi yapmamamız gerektiğini de gösterir. Eğer bir yerlerde Yusuf gibi biriyle karşılaşırsanız, selam verin ona, anlıyorum seni deyin Keyifli okumalar.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175k okunma
Kendi içimizde, kendimize dair bilmediğimiz o kadar çok şey var ki…
Sayfa 127 - Doğan KitapKitabı okuyor
Eli kalem tutmuş olanla kara cahili, kibar terbiye görmüş olanla ömrünü ekmek parası ardında ve denizde harcarken terbiyeye vakti kalmamış olanı, iyi ile kötüyü aynı hale, aynı tek biçime sokan sarhoşluğun o ilerlemiş haddi, bütün erkeklerin suratında yılışık, şehvetli, ama tamamen ruhsuz bir maske halinde sırıtıyordu..
Ah, ben hayvanları çok severim. Bütün canlı mahlûkları, hayatı, güzelliği, saadeti severim. Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim..
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.