Sabahattin Ali, eşi Aliye'ye yazdığı 4.12.1946 tarihli rnektubunda bu sayının satışından oldukça mutlu görünmektedir: "Gazetenin ikinci nüshası hakkında da senin ve arkadaşlarının fikirlerini bildir. Cevdet [Kudret] bize birkaç yazı gönderdi. Teşekkürlerimizi arz et. Abidin [Dino] resim, Rüştü Şardağ yazı yollayacaktı. Neden lutfetmiyorlar; Cevdet tahkik ediversin. Mediha'ya [Berkes] söyle, halk tarafından en çok beğenilen yazılardan biri, Gelirsizin İstidası idi. Biz yüksek entelektüeller için değil, halk için bu gazeteyi çıkarıyoruz. Nitekim halk da bunu anlamakta kusur ermiyor. İlk nüshayı 6000 basmış idik, hepsi bitti. Elde bir tek yok. İkinciyi on bin bastık, o da bitti ve yetişmedi. Üçüncüyü 12.000 basacağız, Zekeriya'nın kanaatine göre, mecmua yirmi beş bine bile çıkabilir, fakat yavaş yavaş diyor. Ben çok meşgulüm."
Aziz Nesin ile Haluk Yetiş bir taraflarda gazetenin dağıtımı ile uğraşırken Sabahattin Ali de boş duracak değildi. Artık işin başa düştüğünü, diğerleri gibi o da anlamıştı. 26 Kasım 1946 tarihli, eşine yazdığı mektupta olanları şöyle anlatıyordu: "... Bu iş beni bir hayli yordu. Hele dün, yani gazetenin çıktığı pazartesi sabahı çok alçakça
Reklam
Yetmiş sekiz yıl önce kurulan bir komplo (mu?)
“Nihat’la yanındaki çocuklardan birçoğu da yakalanmış… Prof. Hikmet’i de çağırmışlar, fakat herif bir kolayını bulup yakasını sıyırmış… Hiç değilse tevkif edilmedi. Nüfuzlu ahbapları var, herhalde onlar müdahale ettiler!” (Ali, Ağustos 2017: 233) “Nihat ve etrafına topladığı delikanlılar, gençlik, bilgisizlik, gayesizlik yüzünden ve biraz da külah
Atsız, Milli Eğitim Bakanlığı'nda komünistlerin örgütlendiklerini, Milli Eğitim Bakanlığı'nın da bunlara kayıtsız kaldığını yazıyordu. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'di. Atsız, o sıralar Ankara Konservatuvarı'nda öğretmenlik yapan Sabahattin Ali'ye şu suçlamaları yöneltiyordu : «Bugün Maarif Vekâleti'ne bağlı Dil Kurumu âzasından ve Ankara'daki Devlet Konservatuvan'nın öğretmenlerinden bir 'Sabahattin Ali'dir. Sayın başvekil! Buraya bilmecburiye yazarken büyük bir ızdırap duyduğum iki mısrada (beni mazur görmenizi rica ederim) bu vatan haini şöyle diyor: İsmet girmedi mi daha kodese? Kel Ali'nin boynu vurulmuş mudur? Maarif Vekâleti'nin sevgili memuru olan bu komünistin, hapse girmesini temenni ettiği İsmet, pek kolaylıkla anlayacağınız gibi, o zamanki başvekil, şimdiki reisicumhur ve hepsinin üstünde İnönü zaferlerinin Başkomutanı İsmet İnönü olduğu gibi, boynunun vurulmasını istediği Kel Ali de Ayvalık'ta Yunana ilk kurşunu atan alayın komutanı Ali Çetinkaya'dır.
100 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.