Bunların hepsi birer sabit fikir. Kendinizi bugün bir biçimde, yarın başka bir biçimde sabitleyip duruyorsunuz.
Kendi kendine tapmayan kişi daha doğmamıştır. Yaşayan her şey kendisini çok sever; hayatın derinlikleriyle yüzeyini kasıp kavuran dehşet başka türlü nereden gelirdi ki? Herkese göre evrendeki tek sabit nokta kendisidir. Eğer bir insan bir fikir için ölürse, bunun nedeni fikrin onun fikri olmasından, onun hayatı olmasındandır.
HÜR HALİFE...
- "(...) Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak üzere yaratıldığı ölçü ile sabit insan, Allah’ın kulunu yarattıktan sonra kendini inkârına kadar HÜR bırakıp bu hâlinde de ona mutlak hâkim olması gibi, HALİFE memuriyetini yerine getirirken bu hikmetin kendi nefsinde ve cemiyetinde tesisi mecburiyetinde…"
Sayfa 801 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Dünyada sabit, dengeli bir gerçek, yüce bir fikir olmayıp zamana, mekana, şahsa göre hep boş, hep mânâsız kalışlarını tekrar görmek onu eziyordu.
Biri bir yerlerde şöyle yazmıştı: Sabit bir fikir, bir burgudur. Her yıl daha derine iner. Ondan ilk yılda kurtulmak istenirse, saçlarımızın çekilmesi gerekir; ikinci yılda derimiz yırtılmalı, üçüncü yılda kemiklerimiz kırılmalı, dördüncü yılda kafatasımız yarılmalıdır.
Sayfa 90Kitabı okudu
Bilgi aldıkça, deneyim kazandıkça, dünyayı gördükçe, inceledikçe
başka insanlar oluyoruz. Fikrimizin de, inançlarımızın da anlam
çerçevesinde devamlı değişmesi gerekir. Yıllarca hiçbir görüşünü
değiştirmemiş bir insanın beyin ölümünün gerçekleşmiş olduğunu
rahatlıkla söyleyebilirim. Beyin fiziksel olarak zaten değişiyor,
devamlı yeni bağlantılar kuruyor. Bunun içerisinde sabit fikir, sabit inanç
muhafaza etmek ciddi bir enerji gerektiriyor. Doğal değil
bu tabii ama yapıyoruz; kendimizi güvende hissetmek için bilme
hali iyidir, gereklidir ama dünyanın, evrenin bütününe baktığında
bildiğin şey toz zerresi kadar bile değildir.
Sayfa 56 - AlfaKitabı okudu
