Saçlar, sandığımızdan daha önemli. Bazen yıllarca yanımızda kalmaları gerekir , bazen de uzadıkça yorarlar bizi…/… Saçlar akla ve kalbe tutulan ayna gibi. Mesela kafamız karışıksa, aklımızdan geçenler yüreğimizi acıtıyorsa, o kafayı çevreleyen saçtan da hayır gelmez. Bir kere kederle kavruldu mu artık en mahir kuaförün elinde bile bir şeye benzemez .Bu durumda kesilmesi elzem.
Değişmiş, çok değişmiş Halim, tavrım, duruşum Aynada kaybolmuşum Bana yabancı artık Etim, kemiğim, derim Unutmuş o ahbapça Bakışını gözlerim Yüzüm tanınmaz olmuş Benim değil bu saçlar Hepsi bembeyaz olmuş Kaybolmak ne kadar zor Gören varsa söylesin Bir kayıp aranıyor
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
TOM BOMBADİL’İN EVİNDE
Evin arkasından bir yerlerden şarkı sesi geliyordu. Arada sırada, hey lom, lay-lay lom, traylay lom, sözleri arasından şu sözleri yakalıyorlardı: Şu bizim Tom Bombadil ne kadar tatlı dilli; Ceketi parlak mavi, sarıdır çizmeleri. “Güzel hanımım!” dedi Frodo bir süre sonra yeniden. “Sorması ayıp ama, söyler misiniz bana kimdir bu Tom
Altın yemiş elfKitabı okuyor
Mutluluk buydu; saçlar rüzgarda, ayaklar denizde.
Sen ki, saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin Bu ılık saçlar , bu gözler fakat herşeyden önce Yaşadığın için güzelsin .
(Sıcak, ümitsiz.) Sakin ol, balık! Çıkarma, lütfen. Böyle hoşuma gidiyorsun, balık! Şu gülünç saç tıraşına rağmen! Bu saçları da Rusya'dan getirdin, öyle mi? Gözlüğün, ba- cağın, sonra bu kısa, güdük saçlar. Görüyorsun ya, nasılanladım. Seninle alay ediyorum sanma, balık! Hayır, ba- lık, ben yapmam bunu! Öyle harikulade bir mahzunlu- ğun var ki, zavallı mahzun hayalet: bol ceketin içinde, saçlarınla, kaskatı bacağınla! Bırak, balık, bırak. Ben gü- lünç bulmuyorum. Hayır, balık, senin öyle harikulade bir mahzunluğun var ki! Biçare gözlerinle yüzüme bak- tıkça hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Sen hiç konuş- muyorsun. Bir şey söyle, balık, lütfen! Ne olursa olsun, bir şey söyle. Varsın anlamsız olsun, ama söyle! Konuş, balık, dünya öyle korkunç sessiz ki! Konuş da bitsin bu büyük yalnızlık. N'olur aç ağzını, balık adam! Bütün gece, böyle ayakta durma. Gel. Otur. Şuraya, yanıma. Öyle uzakta durma, balık! Çekinmeden yaklaşabilirsin, nasıl olsa beni ancak bulanık görüyorsun. Gelsene! İster- sen yum gözlerini. Gel ve konuş ki bir şey çıksın ortaya. Sessizliğin dehşetini duymuyor musun?
44-45
Reklam
Güzel bir yüz ve alımlı saçlar karşısında eli ayağı titreyen ve zarif bir ele dokunmakla aklı başından giden bir genç, bunun hayvanî ve maddî bir hazdan başka bir şey olmadığını bilmelidir. Bu tür aşklar rüzgâr gibi gelir, rüzgâr gibi de geçer. Güvenilir ve tavsiye edilir şey değildir bu aşk. Tehlikelidir, erdem ve fazileti öldüren bir duygudur.
Sayfa 49 - Kevser YayınlarıKitabı okuyor
Acelesi olan modern bir ressamın tuvalinden kaçmış bir yüzü çerçeveleyen saçlar.
Sayfa 31
Yaz kızım
Bileğini kıvırıp elini kurtardı. Koştu. Ördek yavruları sağa sola kaçıştı, birkaçı suya girdi. Neden korkuyorlar ki! Bankta oturan bir adam başını okşadı. "Bu kıvır kıvır saçlar senin mi yoksa?" Yanaklarını şişirdi. Başını salladı. Tabii ki onundu. "Bunu günlüğüme yazayım mı babaanne? "
İn­san bedeninin yaşam alevidir saçlar. Bu alev zayıfladıkça be­den de küçülür, eriyip gider.
Sayfa 45
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.