Protagoras/ Siyaset Kurami
Yasalar ne tanrısal kaynaklıdır, ne de evrenseldirler. Onlar sadece ve sadece ge­nel iradenin, toplumsal uzlaşmanın ürünüdürler ve bu iradenin değiş­mesine paralel olarak değişirler.
1120 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 16 days
Anna Karenina şimdiye kadar okuduğum kitaplar arasında en sevdiğim kitap olabilir. Sadece yasak bir aşk değil okuduklarımız o dönemin toplumsal yapısını, evliliğe bakışını, siyasi alanda olan değişimleri, tarım ve sosyal alanda olan reformları da okuyoruz. Ama beni etkileyen bu kadar çok konuya değinmesi değildi. Kitabı bu kadar güzel kılan kuru kuruya bir kurgu ve olaylar silsilesi değildi. Bunun yaninda çok derinlemesine ruh betimlemeleri okudum. Sadece Anna'nın duygularındaki dalgalanmaları bile bu kadar etkileyici anlatması çok güzeldi. Tabi ki sadece Anna değil daha bir çok karakter oldu bana okurken aynı zevki veren. Kiti bunlardan biriydi mesela. Çokk naif ve kendine karşı çok dürüst bir kadındı. Anna'yla aralarındaki farklardan biri de buydu bence. Kitapta en çok dikkatimi çeken noktalardan biri o dönemin yüksek kesiminin kadına bakış açısıydı. Devlet kurumlarında yüksek makamlara gelmiş erkeklerin ve bu konumlardan uzak çiftlik sahibi erkeklerin bile uzlaştığı nadir noktalardan biri kadınların sosyal ve siyasal haklar edinmesindeki gereksizlik yönündeki düşünce olduğunu fark ettim. Sadece bu da değil Anna yaşadığı yasak aşk sebebiyle toplumdan soyutlanıp, yüksek sosyetedeki hayatına tamamen veda ederken aynı aşkın kahramanı olan Vronski'nın bunun tam aksine kendine toplumda önemli bir rol edinmesi kadın erkek eşitsizliğini yansıtan en iyi durumdu. Anna'nın yaşadığı sadece bir aşk değil bir delilik haliydi bence. Özellikle kitabın son bölümlerinde bunu çok net ve güzel bir şekilde gördüm. Sadece o sayfalar için bile bu kadar hacimli bir kitaba vakit ayırmaya değerdi.
Anna Karenina (2 Cilt Takım)
Anna Karenina (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · Can Yayınları · 201840.1k okunma
Reklam
Müthiş
"Etraflarında hayati önem taşıyan her şeyi ilkel bir güçle emen insanlar vardır, tıpkı vahşi ormanda birkaç yüz metrekarelik alandaki ağaçlardan toprağın nemini ve besin maddelerini çeken belli sarmaşıklar gibi. Bu onların kanunu ve özelliğidir. Kötü niyetli değildirler, onların yapısı budur. Kötülerle kavga edebilir, belki onlarla uzlaşabilir ve ruhlarında onlara acı veren, başkalarından, hayattan intikam almak istemelerine neden olan şeyleri çözebiliriz. Bunlar daha şanslı olanlardır. Bir de sarmaşıkgiller vardır; kesinlikle kötülük etmek istemez, sadece etraflarını ölümcül derecede amansız bir susuzlukla kendilerine bastırarak onun bütün gücünü emerler. Böyle insanlar barbardırlar, doğal şiddettirler.
Çünkü sizler kendi kendine konuşanların deli olduğuna inanırsınız! Oysa değildirler! Çoğu değildir inanın. Sadece kendilerini dinleyecek kimse bulamamıştır onlar. Biraz farklıdırlar çünkü, sözleri bozar hayatını rutine bağlamış insanların dengesini. Bu yüzden sağırlaşır herkes onlara.
"Kalbimiz de hayatta böyle değişimler geçirir ve ıstırapların en büyüğü budur; ne var ki biz bunu sadece kitap okurken, hayalden biliriz; gerçek hayatta kalbimizin geçirdiği değişimler, tıpkı bazı tabiat olayları gibi, o kadar yavaş gerçekleşir ki, kalbimizin içinde bulunduğu farklı durumların her birini saptar, buna karşılık, değişim duygusunu yaşamayız."
"Fareler çok iyi koşabilir, sıçrayabilir, tırmanabilir ve yüzebilir. Tabiattaki yaşama azmini temsil ederler. 1 ila 3 ay gibi kısa bir sürede 6 ila 21 yavru doğururlar. Bir tek fareden doğan yavruların doğurduklarıyla birlikte, bir yıl içinde 500-2000 arasında fare dünyaya gelir! Bu kadar hızlı çoğalan bir yaratığın evcilleştirilmesi imkânsızdır! Zannedildiği gibi ürkek değildirler; koku alma ve işitme yetenekleri müthiş gelişkin olduğu için hassastırlar, hepsi bu. Sadece veba ve kuduz değil, yüzlerce bulaşıcı hastalık taşırlar. Bu yüzden insanın en büyük düşmanıdır fareler.
İletişimKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.