Zweig, EmileVerhaeren biyografisini üç bölüm, bir de giriş olarak kaleme alır. Giriş niteliğindeki bölümde Verhaeren’in şiirlerinden örneklerle yaşamına değinilir.
Birinci bölüme ‘Kararlar’ adını verir. Burada şairin yaşamının dönüm noktaları ile sanat hayatının başlamasına dair bilgiler yer alır. Zweig, çağdaşı şairi anlatırken dönemin
Yani planlarla ve kaygılarla, sadece ve sonsuza dek gelecekle meşgul olmak yerine ya da kendimizi geçmişe özleme adamak yerine, tek gerçeğin ve tek kesin olanın bugün olduğunu asla unutmamalıyız.
Sayfa 125 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Biliyorum, bu tekrarlardan sıkılıyorsunuz ama yine de bir özeti gerekli görüyorum.
"… Fakat bu prensipleri (CHP ilkeleri), gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz," diyen Atatürk'ün çok tartışılan bu sözünün çözümünü
"ikra, bismi, Rabbi safsatasını esas tutmuş olan Araplar..."
Atatürk, "Camii Ezher kaçkını" dediği Zakir Kadiri'nin "İslam Tarihi ve Türkler" konusunda yazdıklarına yönelik "bilimsel öfkesini" Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu'na gönderdiği bu zehir zemberek mektupta şöyle ifade etmiştir:
"Son senelerde İstanbul'da yayımlanan gazetelerde roman
Tarih: 10 Temmuz 1923 Yer: Ankara Tren İstasyonu
Karabekir, anılarında o gün orada Atatürk'le aralarında din konusunda bir tartışma yaşandığını belirtip şunları anlatmıştır: "Mustafa Kemal Paşa, 'Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkûmdur. Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir olmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi
İNSANIN TAM ZIDDI GENE KENDİSİDİR!
Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır. Yaşadığımız anları dondurup cümlelere dökme çabası, çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında