İçkinin, kumarın, fuhşun, saygısızlığın ve kabalığın, tembellik ve avareliğin kent sınırlarından, siteden, ülkeden koğulusu için elden gelen yapılacaktır.
Öksüzler, dullar, sahipsiz yaşlılar, sakatlar toplumda herkesten önce düşünülecekler, kimseye ezdirilmeyecekler, sömürtülmeyecekler ve korunacaklardır.
İşsiz kimsenin kalmaması ilkesi hakim olacaktır. Devlet veya toplumsal kurumlar, iş bulma veya gösterme zorunda olacaktır. Okuma yetisi olan herkesin okuması, hasta olan herkesin tedavi edilmesi de toplum veya devletçe üstlenilecektir.
Giyimde, yemede, ev hayatında ve kent imarında sadelik prensibi esas olacaktır.
"Türkçe'nin grameri şekilde hayret verici güzelliktedir. Fiil, isim vb. gibi unsurlarda görülen uyarlık ve intizam, bütün kolları ile Türk dilinin bünyesinde mevcut açıklık ve sadelik, insan zihninin, ruhunun dil yapısında ne kadar yükselebileceğini gösterir"
Sayfa 333 - max müller / bk. A. Caferoğlu, Türk Dili Tarihi, l, s. 22. Türkolog W. Bang da aynı görüşte. Bk. Fındıkoğlu Armağanı, s. 20.Kitabı okuyor
İtalyan yazar Natalia Ginzburg’un “mutsuzluğumu hafifletmek için yazdım” dediği İşte Böyle Oldu adlı eseri, ben de bir okur olarak “mutsuzluğumu hafifletmek için okudum.” Bu kitap, kendisiyle tanıştığım ilk eseridir. İncelikli üslubuyla beni kendine bağladı diyebilirim. Bu sebeple diğer eserlerine de mutlaka göz atacağım.
Eser, “Alnının ortasına
Einstein’ın (bana göre) en önemli felsefesi; karmaşık denklemleri veya karmaşık konuları yalın bir dille aktarabiliyorsanız , o alana tam anlamıyla hakimsiniz demektir. Sadelik ve yalınlık çok önemli.
Bu kutu gibi ev insana sıcaklık verir, hani neredeyse yüreğini yumuşatıp istek fazlalıklarını ve onların sonu gelmez huzursuzluklarını giderir gibiydi. Fazla parıltılı, dekorasyon dergileri veya televizyondan öğrenilmiş şeylerden uzak, görmüş geçirmiş, kendi eskiliğinde, sade ama bu sadeliğe varana ve bunlar gün gelip sadelik olana dek epey yol kat et mmiş, türlü haddeden hatta bazen hafiflikten geçmiş eşyalarla ve onların duygularıyla doluydu. Geçmişi ile bağlantılı ama tüm gerçek bağlantılar gibi biraz fazlaca çekiştirildiğinde her bağlantının ayrı feryat ettiği, dokunulmayınca burukluk olarak görülen, üstten, sathi bakışın sevimli bulduğu bir yer, o kadar.