Yazarın 43 kısa öyküsünden oluşan bu güzel toplama eser, hemen hemen insani İlişkilerdeki bütün konulara değinmektedir.
Bazı öykülerde eski Türkçe ağır bastığı için öyküyü iki defa okumak gerekebiliyor. Eserdeki öyküler 1921 1935 yılları arasını kapsadığı için bu minvalde genç türkiyeden de parçalar sunuyor. Cumhuriyetin ilk yıllarının da kapsandığı bu güzel öykülerde daha çok insanın toplum içindeki değişik yönleri ele alınmış.
Anadolunun sadece bir tek yerinden de beslenmeye bu öyküler farklı coğrafyalardan da tatlar barındırmaktadır.
Betimelemelerdeki sadelik karakter anlatımlarındaki sıcaklık bütün kelimelerden hissedilebiliyor.
Bazı öyküler insanı üzse de bazıları mizahi bir dil ile anlatılıyor. Hem hüznün hem de umudun yer aldığı bu güzel öykülerin ana kaynağı ise Anadolu insanının ta kendisidir.
Son olarak esere ismini veren öykü ise yazarın kendisinden bahsettiği kısımdır. Ve bana göre çok ama çok şey anlatmaktadır.
Sadelik ve iyilik cübbesi giydirilmiş yalnız bir karakterdir.
İlhamlarını çizmek için doğanın kucağına oturur ve gecenin sessizliğinde yükselen ruhları bekler.