Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Sadem️
Sadem️
@sademsevim
"çevremi saran bulutları dağıtmaya yetmedi rüzgârım."
814 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
216 syf.
10/10 puan verdi
•"Kaybettiğiniz çok sevdiğiniz biriyle bir kez daha konuşabilmek için, onun sonsuza kadar yanınızda olacağını sandığınız günlere dönebilmek için tek bir şans daha istediğiniz hiç oldu mu? Eğer öyleyse, kalan hayatınızdaki günlerin hiçbirinin, geri gelmesini istediğiniz günün yerini tutamayacağını biliyorsunuzdur. Peki ya o günü geri
100 syf.
10/10 puan verdi
Bundan birkaç sene önce kitabın bir alıntısına denk gelmiştim. Bir alıntı sizi sayfalar dolusu kitaba başlatabilir, hatta kitaptan ziyade, sadece o alıntıyı okumak için bile başlayabilirsiniz:)
Kitap 100 sayfadan oluşuyor. Kısa olduğuna bakmayın, her sayfa dolu dolu ve keyifle okuyacağınız, bir solukta okuyup bitireceğiniz ve oldukça seveceğiniz
59 syf.
3/10 puan verdi
Fakat Müzeyyen... diye başlayıp giden bir hikayeye tanık oluyoruz. Gerek filmi, gerek replikleri ile birlikte oldukça yaygın olduğundan dolayı büyük bir merak ile kitabını almak istedim. Ama bazen fazla merak iyi olmuyormuş bunu anladım:)
58 sayfa olmasına rağmen, bitirmekte oldukça zorlandığım ve artık bitsin diye dua ettiğim, okurken çoook sıkıldığım bir kitap oldu kendisi. Şahsen yazarın kalemi ve üslubu beni çok çok rahatsız etti, sevemedim.
Burada, her incelemede de oldukça sık rastladığım bir küfür kısmı vardı. Küçük bir çocuğa olan özlemini bu şekilde ifade edip üstelik kitaba aktarması hiç hoş olmamış. Kitabın üslubu başlı başına bir sokak ağzı zaten oraya hiç girmeyeyim.
Kitapta alıntısını yaptığım birkaç kısım haricinde ben sevemedim ve beğenmedim kitabı. Anlamsız ve amaçsız olmakla beraber bittikten sonra ''Ne okudum şimdi ben?'' dedirtecek bir kitap.
Kitabı okumak ya da almak isteyen biri varsa ben ''şahsen'' tavsiye etmiyorum ve zaman kaybı olarak görüyorum.
Herkese iyi okumalar, mutlu günler
Okur Takip Önerileri
112 syf.
10/10 puan verdi
“Bakakalırım giden geminin ardından:
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.”
Hepimizin ilk olarak “İstanbul’u Dinliyorum” adlı
şiirinden tanıyıp, bildiğimiz biricik şairimiz:)
Türk edebiyatında fark yaratan ve kendisinden sonra gelen şairleri de etkilemeye devam etmiş bir şair.
Orhan Veli’nin şiirleri tek bir konuya veya duyguya değil, her duyguya ve insana hitap eden nitelikte.
Şahsen okurken; denize, gökyüzüne, gemiye ve İstanbul’a bolca doyuyorsunuz:)
Şairimiz şiirlerinde oldukça çeşitli konulara da yer vermiş. Doğayı,insanı, hayvanı, denizi,şehirleri ve aşkı; keyifli ve kendine özgün, biraz da esprili bir dille aktarmış.
Okurken kendinizden de bir parça bularak, keyifle okuyabileceğiniz bir kitap:)
112 syf.
9/10 puan verdi
“Ah kimselerin vakti yok. Durup ince şeyleri anlamaya.” diyerek, en sevdiğim alıntılardan biriyle yorumuma başlamak istiyorum.
Kitabın ön sözünde bulunan: “ Bazı şairlerin
şiirlerini değil şairi okursunuz. / Gülten Akın’ın şiirlerini değil, şiirlerindeki Gülten Akın’ı...”
Gerçekten de her bir sayfayı, her bir şiiri okuduğunuzda ne denilmek istediğini daha iyi anlayacaksınız. Gülten Akın’ın kendine has tarzı ve üslubu ile -özellikle bireysel duygularıyla ön plana çıkmış- aşktan, topluma, toplumdan insana,doğadan, savaşa birçok konunun yer aldığı şiirleri okurken, beğenmemek ve şiiri hissetmemek mümkün değil.
Kitaba ismini veren, Deli Kızın Türküsü adlı şiirinden bir dize paylaşarak , okumayı sizlere bırakıyorum:)
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan..
Bir kadın şair olarak ne kadar başarılı olduğunu ve şiirlerini sizlerin de seveceğinize emin olarak, Gülten Akın’ın şiirleriyle bir an önce tanışın derim. Keyifli okumalar..
126 syf.
8/10 puan verdi
Kitap iki hikayeden oluşuyor. İlki ve asıl ana hikaye olan, Kitapçı Mendel. İkincisi ise Kızıl. Bu iki hikayede de karakterlerin psikolojik tahillileri çok iyi işlenmiş.
Yorumlamaya Kitapçı Mendel ile başlıyorum. Benim en çok sevdiğim hikaye bu oldu ve gerçekten kitabın içine girip, Mendel ile tanışmayı çok istedim. Hatta onunla ilgili sevdiğim
176 syf.
8/10 puan verdi
“Her gerçekten sevdiğimiz insanda, kitapta, yazarda bizden bir şeyler vardır. Bir acıyı, bir hakikati ya da bir ruh halini paylaşırız. O bizim yerimize bizim içimizdekini söyler. Bir şey bizi ona görünmez ipliklerle bağlar.”
Sahiden de öyle değil midir? Bir kitabı okurken herhangi bir satırında, bir insanla tanıştığımız zaman kendimizden bir parça bulduğumuzda ya da içimizde saklı olan şeyleri, bir yazar kağıda kusursuz şekilde aktardığında kendimizden bir şeyler bulmaz mıyız? Çizilen her satırda, hayatımızda ki ruh eşi diye benimsediğimiz insanda ve okuduğumuz, gördüğümüz; başkalarında dinlediğimiz her şeye, İşte bu benim! Tepkisi vermez miyiz?
Gelelim kitabımızın yorumuna Kevser Aycan Aşkım Saroğlu, Sabahattin Ali’nin bütün eserlerinden kendi için özel olan ve kalbine dokunan alıntıları seçip derlemiştir. Alıntıların bulunduğu eserleri daha önce okumuş olan varsa yabancı gelmeyecek, aksine okurken göremediğiniz veya size anlamlı gelmeyen cümleleri şimdi okuduğunuzda daha farklı bir bakış açısı sağlayacağına eminim. Şahsen benim öyle oldu:) Daha önce eserlerini okumamış, fikir sahibi olmak isteyenler ise bu kitabı alarak başlangıç yapabilir. Çünkü kısa alıntılardan oluşan bu kitap, Sabahattin Ali’nin güçlü kalemini ve naif kalbini yansıtmakta. Kitabın sevmediğim tek yanı, bazı alıntılar tekrarlanmış. Onun dışında, okumamış veya okumak isteyen arkadaşlara öneririm. 1 saatte bitebilecek çerezlik bir kitap:)
432 syf.
10/10 puan verdi
Gerçek olduğunu düşündüğümüz her şey, hayal dünyamızda yarattığımız şeylerden mi ibarettir? Hayal dünyamızda yarattığımız şeylerin, olmasını istediğimiz için mi gerçek sanarız?
Her istediğimiz şeye sahip olabilir miyiz? Asıl yaşamayı istediğimiz,kusurusuz bir dünya yarattığımız zaman;o dünyada her şey istediğimiz gibi olur mu?
Hayat bir yerden
140 syf.
10/10 puan verdi
Sabahattin Ali'yi anlatmaya gerek var mı?Kalemini ve kendisini çok sevdiğim biricik yazar.
Kıymetli eserlerinden bir tanesi de Değirmen, 3 kısım ve 13 öyküden oluşuyor.Öyküler sade ve anlaşılır bir dille anlatılmış. Sıkılmadan, akıcı bir şekilde okuyabiliyorsunuz.
Ali'nin önsözü ile başlıyor kitap:"Şiir ve hikâyelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum." diyor Sabahattin Ali ve ben, bu kısımda kendisine çok büyük haksızlık ettiğini düşünüyorum. Çünkü yazmış olduğu her öykü birbirinden özel ve güzel. Bize, farklı dünyalara açılan kapının anahtarını sunuyor yazar.
"İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim." diyerek sonlandırıyor yazısını.
Değirmen eserinde ise insanın yüreğine dokunan öykülerinde ki birbirinden farklı hayatlar, yaşam savaşları, farklı dünyalar ve fedakarlık dolu aşklar...Kendine özgü betimlemeleri ile gerçekliği harmanlayarak okuyucuya aktaran Sabattin Ali'nin kaleminden çıkan ustalığı bir kez daha görebiliyoruz. Her öykü insanı ayrı bir yaşanmışlığa sürüklüyor ve okurken kendisine hayran bırakıyor. Şahsen ben Değirmen ve Viyolonsel öykülerine bayıldım! Bu iki öykü benim için diğerlerine göre bir tık daha ön plana çıkıyor.
240 syf.
10/10 puan verdi
''Özel Harekat Teşkilatın Göz Bebeğidir.''
Bu kitabı okumaya başladığınız an arka planda otomatik olarak ''Duman-Kolay değildir'' çalıyor. :) Kitap Özel Harekatçının kaleminden yazılmış, tüm gerçekliğiyle Özel Harekat nedir? Özel Harekat'ın kurulma süreci, operasyon ve kişisel yaşamlarıyla ilgili akıldaki tüm soruları cevaplar nitelikte anlatım yapılmış, tatmin edici bir eser. Şahsen kitabı okumaktan ziyade, yazar ile birebir sohbet edip bütün anılara ortak oluyor ve tüm operasyon anlarını da kahramanlarla beraber yaşıyorsunuz.
