"Mutlu Prens" İngilizce özgün adı ile "The Happy Prince and Other Tale" Oscar Wilde’in 1888 yılında yayımlanan öykü derlemelerinden oluşan kitabının adıdır.
Eser pek çok dile çevrilmiş dünya çocuk edebiyatının klasikleri arasına girmiştir. Eserin Türkçeye yapılan ilk çevirisi 1938 yılında "Bahtiyar Prens" olmuş, sonraki çevirileri ve baskılarında ise eserin adı "Mutlu Prens" olmuştur. Ayrıca MEB tarafından ilköğretim için okunması gereken Yüz Temel Eser içerisine alınmış, okurlara tavsiye edilmiştir.
Çocuk öyküsü deyip geçmeyelim, inceliğine bakıp aldanmayalım beyler, bayanlar. :)) Mutlu Prens, Harika Fişek, Bencil Dev, Bülbül ve Gül, Vefalı Dost adında 5 öyküden oluşan dolu dolu bir kitap kendileri.
Sıcacık, içimizi ısıtan, sevgi dolu öyküler demeyi çok isterdim ama eser ders çıkarılabilecek nitelikteki bencillik, pişmanlık, kibir gibi temaları işliyor. Benim en beğendiğim öykü yine "Mutlu Prens" oldu. Okurken sinirlerime hâkim olamadığım ise "Vefalı Dost" öyküsüydü. Ah! O Değirmenci gibi bir dostum(!) olacaktı ki.. Neyse :D
Dünyanın koşuşturmacasından az da olsa uzaklaşıp "kısa bir mola" diyebileceğiniz, herkesin kendinden iyi veya kötü mutlaka bir şeyler bulacağı şahane bir eser.
Kitapla kalın.
Mutlu PrensOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202223.1k okunma
- en son kim geldi?
- en son sen geldin komutanım, dedi çocuklar bir ağızdan.
- ben mi? dedi Boka.
- evet!
biraz düşündü.
- evet, dedi, haklısınız. kapıyı kapatmayı unutan benim. bu yüzden, teğmen, ismimi kara kaplı kitaba yaz!
bunları Gereb'e söylemişti. Gereb cebinden kara kaplı bir not defteri çıkardı. ve büyük harflerle yazmaya başladı:
"Janos Boka". sonra da deftere bu kaydın neden düşüldüğünü unutmamak için yanına bir kelime daha yazdı: "kapı".
bu durum herkesin hoşuna gitti. Boka adaletli bir komutandı. işte herkesin şimdi tanık olduğu bu olay, mertliğin şahane bir örneğiydi.
Selamlar!
Bugünün kitabı uzun zamandır ertelediğim, bir türlü kendimi hazır hissettiğime inanmadığım ama elime alınca neden daha önce okumadım diye hayıflandığım bir kitap olan Beauvoir'ın Mandarinler'i. İlkay Kurdak'ın şahane çevirisi ile su gibi aktı kitap.
Mayıs sonunda başladım Mandarinler'e ve hazirana sarkar diye
"yaşanılan günlerden her biri değeri hiç kaybolmadan kalacak şahane bir gün olabilirdi benim için; ne var ki, biri de öteki gibi değerini yitirip geride hiçbir anı bırakmadan son buluyordu."
Şenay Malgir'in kalemiyle tanışmak nasip oldu. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen kitaba bayıldım diyebilirim. Kitap süprizlerle dolu. Bazen hüzünlenip bazen de kahkaha atmak istiyorsunuz. İsmine yakışan bir kitap. İsmi de çok ilgimi çekmişti. Adı bile okunması için bir sebep bana göre. Yazar kitapta sağ gösterip sol vurmuş bazı yerlerde ve ben hepsini keyifle okudum. Bu şahane kitabı yazdığınız bizlerin önüne sunduğunuz için sonsuz teşekkürler. Başarınız daim olsun
Beni ben yapan o şahane mutsuzluğumu, ucuz sevinç kırıntılarıyla tedavi etmeye çalıştım, kadim duyguların yerine kolay olanları seçtim. Kendimle birlikte bütün dünyayı da kandırdım.