Kaybetme korkusunun temelleri erken çocukluk yıllarına
dek dayanıyor. Sahip oldukları potansiyelle tanıştırılmayan, her
isteği yerine getirilen, kendi çabasıyla edinmeyi ya da kazanmayı öğrenmeyen, teşvik edilmeyen, özgüveni desteklenmeyen
çocuklar anne babalarına bağımlılık geliştirirler ki bağımlılık
duygusu beraberinde kaybetme korkusunu da geliştirir. Sahip
olduklarını kaybetme korkusu, diğer bir yönüyle kaybettiklerinin boşluğunu dolduramamak, onlarsız hayatın devam edemeyeceği, onlarsız kişinin kendi becerilerinin bir işe yaramayacağı
kaygısıdır.
Ömrüm boyunca zevki ve ıstırabı birbirine çok yakın iki duygu olarak düşünmüşümdür; biraz düşünceli bir mizaca sahip herkes için de aynı şey geçerlidir sanırım.
Bir fizik kuramı yalnızca bir varsayım olmak bakımından her zaman koşullu ve kesinlikten yoksundur; asla kanıtlayamazsınız. Deney sonuçları sayısız kez kuramla uygunluk gösterse de, bir sonraki deneyin sonucunun kuramla çelişmeyeceğini hiçbir zaman kesin olarak söyleyemezsiniz. Diğer yandan bir kuramın öngörüleriyle çelişen tek bir gözleme dahi sahip olursanız söz konusu kuramı çürütebilirsiniz...
Yeni deneylerin öngörülerle uyuştuğunun gözlemlendiği her seferde kuram hayatta kalır ve bizim de söz konusu kurama güvenimiz artar; fakat yeni bir gözlemin kuramla uyuşmadığı fark edildiği takdirde de kuram ya terk edilmeli ya da yenilenmelidir.
“Yarattığım kara delik durmuyor. Her geçen gün daha da eksilmiş uyanıyorum. Ve korkuyorum. Hem de çok. Çok kısa bir süre içinde bilinç düzeyimin düşeceğini biliyorum. Mektup için öğrendiğim yazmayı, okumayı unutacağımı, yaşıtlarımın çok gerisinde bir zihin düzeyine sahip olacağımı da biliyorum. Ve korkuyorum.”
[6] Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanlarn ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin.
[7| Dışarıdan başına gelen herhangi bir olay mı üzüyor seni? iyi bir şey öğrenmek için kendine boş vakit yarat vekaçınılmazdır aylak aylak gezinmeye son ver. Diğer bir hataya da dikkat etmelisin artık: Hayatta yıpranmış, dürtüsünün ve düşüncesinin tamamını yönlendirecek bir amaca sahip olmayan kimseler, yaptıkları işlerde ahmakça davranır.
[8] Başka birinin ruhundakileri izleyip anlamadığı için bedbaht olana pek sık rastlanmaz; fakat kendi ruhunu yakından takip etmeyenlerin bedbaht olması kaçınılmazdır.
Yanında ben yokken her dışarı çıktığında, ölebileceğini düşünüyorum. Her gün ölümü düşünüyorum. Sana her sahip olduğumda, ölümü canevinden vurduğumu düşünüyorum.