“ Şu dünyada kavga etmeden yaşanılamaz mıydı? Sultanlar ve şahlar birbirleriyle savaşırken harcayacakları kuvvet ve mesaiyi üretmeye harcasalardı eğer, elbette tabiat onlara her nimeti sunar, Allah da geçimlerini bereketlendirirdi. İnsanları, geçinmek için ganimete muhtaç edenlere lanetler olsun!...” Ekip biçseler, güdüp kesseler elbette doyarlar, Gül gibi de geçinirlerdi. Bu sahiplenme hırsı neydi? Toprağı, insanı, varlığı bunca sahiplenmek için savaş neydi? Toprak herkese yeterdi ama sahiplenmek isteyenler işi bozuyordu. Şu dünyada her millet , her insan bu yüzden hayatını savaşarak kazanmak zorunda kalıyordu.
Sineklerin Tanrısı
2.Dünya savaşına bizati katılıp, savaşın kendinde, çevresinde ve çocuklarda yarattığı etkiyle beslenerek alegorik tarzda kaleme alınmış bir eser.
İnsanoğlunun sahiplenme dürtüsünü ele roman, ıssız bir adaya düşen bir grup 6-12 yaş aralığındaki çocuğun adada hayatta kalma serüvenini anlatıyor.
Çocuklar için yazılmış bir macera kitabı gibi gözükse de aslında "izm"lerin( faşizm, sosyalizm) savaşını ele roman çok yönlü bir eser olmamasına rağmen okunması gereken ve bazı ideleri sorgulamamızı sağlayacak türde bir eserdir.
Kitabın son sözünü yazan Mina Urgan Romanın incelemesini en iyi şekilde yapmıştır.
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081.2k okunma