Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa şahin

Mustafa şahin
@sahmus02
Yazar 1965 yılında Adıyaman’da doğdu.
Yazar, Eğitimci, MEB Bakanlık Maarif Müfettişi
Yükseklisans
Ankara, Karabük
Adıyaman
8 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
….. sevgi ve ömrün, Azında kanaat olmaz. Deryasına girilse doyulmaz. Mevla, verdiyse sana bu nimeti, Sevebildiğin kadar sev, seni seveni. Unutma ki severek yaşanan bir gün, Sevgisiz geçen bir ömre bedeldir. Ali Yıldız
Sayfa 20 - Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaşa dair ne düşünürsen, bil ki ben uzağım ondan. Sevgiye dair ne düşünürsen oyum ben, ondan ibaretim. Hz. Mevlana
Sayfa 16 - Çınaraltı yayınlarıKitabı okudu
Kuş olsun, insan olsun. Yalnızlık sevmeyi bilmeyenlerin icadı...
Sayfa 15 - Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nasreddin Hoca’nın bu fıkrasında günümüzde dillendirilen, tartışılan eğitim - öğretim dört duvar arasında başlayıp bitemez diyerek öğrenmeyi zaman ve mekânla sınırlı tutma-yan, eğitimin her zaman, her yerde, devamlı olabileceğini savunan “duvarsız okul” modelini, yaşadığı 1200’li yıllarda ya-şama geçirdiğini görüyoruz. Ülkemizde “duvarsız okul” modelini yaşama geçiren ilk üniversitenin ise Hoca’nın doğduğu şehir olan Eskişehir’de (Açıköğretim) olması acaba sadece bir rastlantı mıdır?
Şeyh Şamil, sayısı bir elin parmağı kadar kalan fedakâr müridlerine şöyle seslendi; “Kardeşlerim! Sahabenin büyüklerinden Ebu Dücane Hazretleri, ‘Biz, ne Medine hurmalıkları, ne de cahiliye damarı için harp ettik. Biz, Allah ve Resulü’nün dinini tebliğ yolunda cihad ettik.’ Bu uğurda akan kanlarımızın, alınan yaraları-mızın, kaybedilen canlarımızın hiçbiri boşuna değildir. Üzülmeyin, bu yüce dağlar içinde biriken tüm lavları daha püskürtmedi. Er ya da geç, bu dağların cesur insanları, bu dağlar üzerinde, bu dağlar gibi, başı dik ve özgür olacaklardır.”
Sayfa 232 - Okuma YayıneviKitabı okudu
Reklam
Çar, Şeyh Şamil’e dönerek; “Samimiyetinize ve dürüstlüğünüze inanıyorum. İzin verirseniz size son bir sorum daha olacak.” “Buyrun.” “Sizden sonra Kafkasya’da bir daha geniş çaplı kalkışma hareketi olur mu?” Şeyh Şamil: “Çar’ım takdir edersiniz ki bu hareket benimle başlamadı. Dolayısıyla benim esaretim yahut ölümümle de sona ermeyecektir. Eğer günün birinde halk yaşamaktan yana iradesini ortaya koyarsa ki koyacaktır da, kader buna uymaktan başka bir şey yapamaz. Sonra Kafkasya halkları özgürlüklerine ve onurlarına düşkündürler. Er ya da geç “Birleşik Kafkasya” hür ve bağımsız olacaktır. Ben görmesem de bir gün gelip bu dağların, bu vadilerin, bu derelerin üstünde istiklal güneşi doğacaktır. Unut-mayınız; Maymunu ormandan çıkarabilirsiniz, ama ormanı maymunun içinden asla çıkaramazsınız.”
Sayfa 247 - Okuma yayıneviKitabı okudu
General Harrington; “Eğer Türklere değil de bize çalışırsan seni altına boğarım. İstediğin maaşı veririm. Hem burada Türklere hamallık yapmaktan da kurtulursun.” Zenci Musa sert bir şekilde; “Her teklif, herkese yapılmaz. Bu sözleriniz, beni ancak rencide eder. Benim bir devletim var; O da Devlet-i Osmanî, Bir bayrağım var; ay-yıldızlı al bayrak… Sonra unutmayın, bu iş daha bitmedi. Sizinle mücadelemiz devam edecek…” Nereden bilecekti Harrington bunu… “Gönle ekilen, gönülde biçilir. Her kulun gönlünde, aynı ekin olmaz” sözünü… İki buçuk milyon şehitle, iki buçuk milyon hayatın sönüşüyle biten Birinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği günlerde, işgal edilmiş İstanbul’da; işgal kuvvetleri komutanına: “Bu iş daha bitmedi…” diyebilen ve bunu işgalcilerin en yüksek rütbelisinin yüzüne haykıran Sudanlı Zenci Musa’yı... “Parçalandı bir kıtanın toprakları; Aslan payını aslan olmayan aldı...” gönlüm buna razı değil, “Fil çoğalsın. Ebabilden umut kesilmez. Firavun azsa da, Nil'den umut kesilmez. Zalimler ölmüyor diye yese kapılma, Sabret hele. Azrailden umut kesilmez!” ….. “Biz ebabil kuşuyuz gülüm. Gölgesini büyük sayan mağrur fillerin belalısıyız.” diyen Zenci Musa’yı... Nereden bilecekti Harrington!
Sayfa 140 - Okuma YayıneviKitabı okudu
Denizin kenarında durup suya bakarak denizi aşamazsınız. Yapacağınız iş amaçlarınızı gerçekleştirmek için harekete geçmektir. Mazhar Fuat Özkan, “Biz İstersek” adlı şarkı-sında; Biz istersek dağları un, Demiri yün, kılıcı kın ederiz. Biz gidersek dağları delip, Yüreği ezip, her şeyi silip gideriz. Biz istersek dikeni gül, Nefreti kül, yüreği tül ederiz. Biz seversek geceyi gün, bugünü dün, sevdayı düğün ederiz.
Sayfa 35 - Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu
Geçmişe dönük keşkelerle yaşamaktansa, geleceğe dönük belkilerle yaşamaya çalışmalıyız.
Sayfa 11 - Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu