Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
263 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Perşembe Dizisi
Şimdiye kadar okuduğum John Steinbeck kitaplarının içinden atmosferi en farklı olan buydu desem yalan olmaz. Baştan başlayıp son kısımlarda biten bir salt bir olay görmediğimiz, daha çok bir dizinin yalnızca bir sezonunu izlediğimiz ve devamı olacağını bildiğimiz hissiyatı veren bir eserdi bu. Yer yer tiyatral esintiler ve yarım kalan
Tatlı Perşembe
Tatlı PerşembeJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20211,440 okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
Yazarın ilk kitabını ne kadar sevmediysem, bu kitabı o kadar sevdim. Yazar iki kitap arasında inanılmaz güzel geliştirmiş karakterlerini. Claire, eşini kaybettikten sonra şirketini tek başına yönetmeye çalışıp aynı zamanda üç oğluyla başa çıkmaya çalışan bir kadın. Onun ikilemleri, ayakta durma çabası o kadar hak verdim ki.. Tristan ise gerçekten çok iyi bir karakterdi. Claire’nın çocuklarıyla ilk tanıştığı sahne okurken inanılmaz komik ama Tristan açısından ise berbattı. Neler çekti çocuğum istediği kadınla beraber olabilmek için. Okurken gerçekten keyif aldım. Moralinizin bozuk olduğu, sizi neşelendirecek bir kitaba ihtiyaç duyduğunuzda kesinlikle okuyabilirsiniz. Resmen kötü gün ganimeti..
Anlaşma
AnlaşmaT.L. Swan · Martı Yayınları · 2024326 okunma
Reklam
Birden gözlerimin önüne bir sahne geldi. Bizim bloktaki çocuklar küçükken benim onlarla saklambaç oynamama izin verirlerdi ama her seferinde EBE ben olurdum. Parmaklarımla tekrar tekrar ona kadar sayar ve diğer çocukları aramaya başlardım hep. Hava kararana ve soğuyana kadar onları arar ve sonunda eve dönerdim. Onları hiçbir zaman bulamazdım ve neden böyle olduğunu da hiç anlayamazdım.
Sayfa 48 - Koridor Yayıncılık
Hayat,işte böyle ironi dolu küçük olaylara sahne olabiliyordu.
İttihatçılık bir ruhtur. O ruh ölmez. Zulme karşı mukavemet.
Onlara(İttihatçılara) göre savaştan yenilerek çıkıldığı takdirde, şerefli bir barış yapabilmek için önceden bazı tedbirlerin alınması lazımdı. Onların bu yolda bazı teşebbüslere giriştikleri⁵⁴¹ ve bazı yerlerde, savaş için gerekli gördükleri silah ve malzemeyi depoladıkları söyleniyordu. Gerçekten, daha savaşın devam ettiği sıralarda, yurdun iç
Sayfa 129Kitabı okudu
"Bir sahne var aklımda, oyuncular sanki biziz"
Etrafıma bakmıyorum, kimseyi görmüyorum.Barda oturmuş öylece içkisini içen bir adamım. Kendime yabancı, herkese yabancı.
Sayfa 82 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sahne bozan perde şu canımın kabaresi Nerde eski hanımlar ve 9.15 matinesi Son tarihinde kullan at tabibesi, he kimi Mantar açıp rahatlar kimi lafta kafa kesip
Bu sahne!!!
Rowan antreye daha da girdi. Her adımına güç ve ölüm işle­mişti. “Bana Rowan diyebilirsin. Bilmen gereken bundan ibaret.” Rowan başını yana eğdi. Avını tartan bir yırtıcı gibi. “Yağ için sağ ol,” diye ekledi. “Tenim biraz kurumuştu da.”
384 syf.
6/10 puan verdi
(Spoiler) Bence bu kitapta herkesi ikiye ayıran konu şu: kitabın başlarındaki taciz sahnesine tepki gösterenler ve Elsa’nın bundan zevk aldığını okuduktan sonra olayı sindirenler. Gerçekliğe uyarladığımızda kimsenin bundan zevk almayacağını hepimiz biliyoruz. O sahne başlı başına bir rezaletti. Ha, bunu kitap olduğu için kabul edilebilir kategorisine koyanlar var ama benden geçmedi. O sahneyi çıkarırsak normal bir dark romance olduğunu söyleyebilirim, okunur yani. Kitabın başındaki uyarı da oldukça yerinde olmuş; o rezaleti güzelleştirmemiş, aksine Aiden’ın ne kadar kötü olduğu vurgulanmış. Dediğim gibi, okunur ama okuyup geçerim diyemeyecek olanlar okumamalı.
Sapkın Kral
Sapkın KralRina Kent · Ren Kitap · 2024413 okunma
"Parlak, ışıklı kadınları gördükçe, o kadınların yanlarındaki ya da arkasında durdukları erkeklere ne kadar çok yatırım yaptıklarını gördükçe düşünürüm: Bu yatırımlar erkeklere değil de kadınlara yapılsaydı acaba dünya nasıl bir yer olurdu? Hep şöyle bir sahne olur. Kanat takılıp uçurulmuş, şişirilmiş, semiz egolu bir erkek ve onun engin, şahane, benzersiz, biricik, yüzde yüz orijinal fikirleri. Bu fikirleri ağır ağır, uzun esler vererek, yani hayran olup bayılmanız için yeterli zamanı tanıyarak anlatışı. Diğer tarafta da bir kadın. İş arkadaşı olur, yardımcısı olur, sevgilisi olur, eşi olur; artık rolü her ne ise başarıyla onu oynayan bir kadın. Kadın, gözleri dört açılmış erkeğin ağzından hangi hikmetli söz dökülecek beklerken erkeğin egosunu nasıl ‘emzirdiğini’ bilmeden öylece durur, dinler. Bazen erkeğin cümlelerinin arkasını, sırtına yastık koyar gibi destekler. Bazen erkek kendi dehasından bitkin düştüğünde, varoluş mihraplara başını vura vura tarumar olduğunda, sanki sırtına tülbent ya da havlu koyar gibi pansuman cümlelerle araya girer."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.