Eskilerin irticalen(doğaçlama)dedikleri türden bir çeviklikle Gazi Mustafa Kemal yukarıdaki beyiti şu şekilde yeniden kurar adeta:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracaq bahtı kara mâderini!"
Ulu Önder'in edebiyyat tutkusu çok derin ve köklüdür.Kendisini:
"Fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür bir şairim"diye tarif eden Tevhik Fikret'in de iyi bir okuru olan Mustafa Kemal bu mısrada 1924'de Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine yaptığı konuşmanın sonunda şöyle uyarlar:
"Cumhuriyyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister."Yeni Türk devletinin kurucusu sanatla olan irtibatını asla koparmaz.
"Edebiyyatsız bir millet dilsiz insan kabilindendir".diyen Namık Kemal'ın sözünü ''Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."diyerek bağlama genişletmiştir.Tüm bu sözlerinden etkilendiği kimsenin edebiyyatçı olması tesadüf değildir.
Ben bir şairim...
San'ata, yalnız Allahı aramak, onun mahrem ülkesi meçhûller âleminin karanlıkları içinde rüyalardan daha zengin fener alayları tertiplemek ve eşyanın takındığı duvakları birer birer kaldırmak gâyesini biçtiğim gün, sanki boynumda "mutlak hakikat"ten bir kement sezer gibi oldum. Bu kement beni çekti ve senin önünde durdurdu:
Kapı burasıdır; başka her kapı kapalı!
Vaktâ ki, böyle oldu, sen benim her şeyim oldun.
Ey, bütün mucizeleri içinde en hayran olduğum mucizesi diye, ömründe bir defa bile kahkahayla gülmemiş olmasını gösterebileceğim mahzun Peygamber!
Ey, Allahın, Kur'ânda hâs ismiyle ve nida edâtiyle bir kerecik bile hitap etmediği hayâ ve edep kaynağı!
Ey, Allah kelâmına mecra bir çift kudsî dudağın sahibi!
Dedim ki, ben bir sanatkârım... Ve ne tarih yazmak, ne arz tabakalarını mikroskopda incelemek, ne de dört taş duvar arasında istif edilmiş ve son yaldızcısı toz toprak olmuş kitaplara bekçilik etmek, benim vazifem...
Böyleyken, hayatını yazmayı murad edindim.
Güçlüklerle arena savaşçısı olmak
-ki yaşamaktır bu insanoğlu için-
Korkmadan
ve cesurca savaşmak
Bir güzele yenilmeden kalabilmek
Bir gül kokusunda bayılmamak
Hatta ve hatta yaşabilmek
Sanırım bu çağın kendisidir
Şairim ve korkuyorum
Arena’nın tam ortasında
Çelik ruhlu zırhımı unutmuş
Bileklerim bağlı şekilde
Beni yenecek güzele esir oluyorum