76 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Didem Madak Adına
Şiirlerini halet-i ruhiyetime benzettiğim şair. 20'li yaşlarında rutubetli acılar kokan şair. Mübalağalı hüzünleri şiirlerine yama yapan, Kelebeklerini satırlarına kondurup uçuran şair. Allah'ı tanımaya çalışırken, Allah'tan uzak kalan yine de Allah'la konuşan şair. Şairin kafası karışık, şiire alışık Şair avukat fakat ömrü yetmemiş bu dünyaya mahkemeler kurmaya... Şair YORGUN, şair KADIN ve şair ANNE... Şair doğmuş ve doğurmuş... Hayattan öğrendiği iki harf tek hece... 41 yıllık ömrüne 3 kitap sığdırmış. Yazmış. 128 dikişli şiire kadar hep... İnsan bilmez bazen yazdıklarının son son satırlar olduğunu Yazar ölüme, hayata yazar gibi... Çiçekli şiirler yazmak istese de yağmurlar yağdırmış dizelerine... Aynı yıllarda birlikte yaşadığım şair, unutulmadın. Unutulmamalısın. Şimdi bize kalan vasiyetleriyle Anıyoruz minnetle ve rahmetle Seni hatırlayacak çok şiir var... #didemmadak
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121.3k okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
Kitap üzerine...
Ah kalbimin ince sızısı!.. İlk kıble olma şerefine erişen, sabrın Miraçla taçlandırıldığı, Peygamberler diyarı, kadim şehir Kudüs... Allah izin verirse kavuşmamıza günler kala Kudüs'e bir de Talha Uğurluel'in gözünden bakmak çok güzeldi. Allah'ın yeryüzünde Kabe-i Muazzama ve Mescid-i Nebevi'den sonra kutsal saydığı üç mekandan biri olan Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs; tarih, sanat tarihi, dinler tarihi gibi pek çok açıdan ele alınmış olmakla birlikte eserde anlatılan yapıların fotoğraflarına da yer verilmesi bize kendimizi oradaymış gibi hissettiriyor. Gezi yazısı türündeki yapıt, Uğurluel'in titizlikle hazırladığı, uzun bir araştırma ve çalışmanın ürünü. Belgeselleriyle bizlere birçok konuda pencere açan Talha Uğurluel, Kudüs'e olan sevdasını kitaba ilmek ilmek işlemiş. Bizim payımıza Kudüs'e daha da aşkla bağlanmak düşmüş. Biiznillah...
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i AksaTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 20161,739 okunma
Reklam
Sözlerin bahçesine girdim seninle. Gönül güllerinin diline şahit oldum. Varlığın, acımasızca çekti tenimden ruhumu. Üzülürsün diye utandım da ah etmedim. Hasretin, vuslatın senediydi. Sensiz her bir anı şahit tuttum kendime. Sensizliğin resmini astım duvarıma. Umudun ışığıyla aydınlattım. Bekledikçe anladım sabrın güzelliğini. Sen, beklemek miydin yoksa? Yok olmak mıydı yoksa bedelin? Tenimden ve ruhumdan geçtiğimde, geriye kalan yokluk olur muydu?
Bazı da dost suretinde hulûl edip korkutmak, mümkünse habbeyi kubbe edip evham veriyorlar. “Aman, aman Said’e yanaşmayınız! Hükûmet takib ediyor.” diye zaifleri vazgeçirmeye çalışıyorlar. Hattâ bazı genç talebelere, hevesatlarını tahrik için, bazı genç kızları musallât ediyorlar. Hattâ Risale-i Nur erkânlarına karşı da, benim şahsımın kusuratını, çürüklüğünü gösterip; zâhiren dindar ehl-i bid’adan bazı şöhretli zatları gösterip; “Biz de müslümanız, din yalnız Said’in mesleğine mahsus değil.” deyip, bize karşı perde altında cephe alan zındıklara ve anarşilik hesabına, o safdil ehl-i diyanet ve hocaları âlet edip istimal ediyorlar. İnşaallah bunların bu planları da akim kalacak. Böyle heriflere dersiniz: “Biz, Risale-i Nur’un şakirdleriyiz. Said de, bizim gibi bir şakirddir. Risale-i Nur’un menba-ı madeni, esası da Kur’an’dır. Yirmi senedir emsalsiz tedkikat ve takibatla beraber, kıymetini, galebesini en muannid düşmana da isbat etmiştir. Onun tercümanı ve bir hizmetkârı olan Said ne halde olursa olsun, hattâ Said de -el’iyâzübillah- Risale-i Nur’un aleyhine dönse, bizim sadakatimiz ve alâkamızı inşaallah sarsmayacak” deyip, o kapıyı kaparsınız. Fakat, mümkün olduğu kadar Risale-i Nur’la meşgul olmak; elinden gelirse yazmak; ve mübalâğalı propagandalara hiç ehemmiyet vermemek; ve eskisi gibi tam ihtiyat etmek gerekir. Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz. Said Nursî
Sayfa 81 - Zehra yayıncılık
Üzeyir Hacıbeyli, bütün Türk dünyasının dahi müzisyenlerinden biri . Bizde, opera ve operet san'abnın bir numaralı yıldız ismi Üzeyir Hacıbeyli'dir. Üzeyir Hacıbeyli, 1885- 1948 yılları arasında yaşadı. 22 yaşında iken Leyli ve Mecnun operasını besteledi . Sonra birbiri arkasından "Şeyh Senan, Rüstem ve Söhrab, Şah Abbas ve
Ədəbiyyat -î fantaziyye şiirimden
Ah saki,ser önümüze enva-î şarap İçelim kızlarla, aklımız ola harap Raks etsinler, sallasınlar pisiri* Olsun bu şairin fantezi esiri... *lisan -î kürdi 'de hatunun memesi demek. Bu kelimenin Arapçası Sedy'dir. Sütyen kelimesi sedy kelimesinden müştak olmuştur. En güzeli yumuşak olanıdır.
Reklam
180 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.