Tüm biçimleriyle hayata bir alternatif sunmak, hayata kalıcı bir karşıtlık, kalıcı bir çıkış yolu oluşturmak: İşte şairin bu dünyadaki en yüce görevi budur. Howard Phillips Lovecraft bu görevi yerine getirmiştir.
1944, Japonya, Fukuoka Hapishanesi… Hapishane’nin en gaddar gardiyanlarından biri olan Sugiyama öldürülür. Cinayeti araştırma görevi ise, henüz lise öğrencisiyken savaş sebebiyle askere alınıp sonrasında inzibat olarak hapishanede görevlendirilen, annesinin sahaf dükkanı sayesinde kitaplara tutkuyla bağlanmış olan Yuiçi Vatanabe’ye verilir. Vatanabe katili ararken tüm oklar hapishanedeki Kore’li siyasi suçluların olduğu 3. koğuşa çevrilir. Soruşturmanın başında ortaya çıkan bazı gerçekler dikkatleri Japon İmparatoru’na suikastten tutuklanan Çö Çisu’ya yöneltir ve kısa sürede suçu itiraf eden Çö Çisu ile olay kapanma noktasına gelir. Fakat Vatanabe için hala soru işaretleri vardır. Soruşturma kapansa da o araştırmaya devam eder ve bir başka Koreli hükümlü Yun Dongcu üzerinden Sugiyama’nın hikayesini ve ikisi arasındaki birlikteliği öğrenmeye başlar. Hikayenin derinine indikçe yeni detaylar ve sürprizlerle karşılaşır.
İki şairin öyküsü üzerinden metaforlarla dolu, savaş, yaşam, özgürlük ve şiir üzerine şaşırtıcı ve çarpıcı bir roman ortaya çıkmış. 1945 yılında Fukuoka hapishanesinde ölen ve şiirleri ölümünden sonra yayınlanmış şair Yun Dongcu’nun son zamanlarına dair yürek burkan bir kurgu. Vatanlarını, özgürlüklerini, dillerini ve isimlerini kaybeden Kore’liler etrafında savaşın ve istilacı Japon İmparatorluğunun acımasızlığını anlatan bir eser.
Andrey Tarkovsky, Ünlü şair Arseniy Tarkovsky'nin oğludur. Sinema eğitimini Moskova'da Devlet Sinema Okulunda gördü. VGIK Sovyet Film Okulu'na girmeden önce müzik eğitimi aldı.
1960 yılında Sinema Okulu için yaptığı diploma filmi aynı zamanda ilk filmi ve tamamen Sovyet topraklarında geçen tek filmidir. Silindir ve Keman, Çocuk bir
Cumhuriyetin en bunalımlı dönemlerinden biri olarak değerlendirilen İzmir Suikasti olayına karışan ve karıştırılanların dramını ele alan romanda karakterlerin diyalogları yoluyla dönemin siyasi güç dengelerini, İttihatçılar arasındaki iktidar kavgalarını ve bu konuda Osmanlıdan itibaren ittihatçıların eylemlerinin öz eleştirisini gözler önüne
yazarın, şairin
görevi,
evet
GÖREVİ
diyorum,
bir daha hiç çıkmayacağı bir metne, kitaba veya bir dergiye
gidip korkakça kendini
kapatmak değildir,
tam tersi
dışarı çıkmaktır,
kamunun zihnini
sarsmak için,
ona saldırmak için,
yoksa
neye yarar?
Ve neden doğdu?
Bir şairin yeteneği oldukça tehlikelidir. Çünkü yeteneğinin görevi hayal gücünü uyandırmak ve kışkırtmaktır. Şair büyük bir şeyi küçük, küçük bir şeyi ise büyük bir şey olarak gösterebilme becerisine sahiptir.
Ot dergisinin şiire ayırdığı özel sayısı var elimde. Kimler yok ki. Nilgün Marmara ile başlıyor yolculuk. Şairin hayatından kısa kesitler. Dostları,yaşamı,şiirlerine ilişkin ilginç ayrıntılar…
Sonra Orhan Veli ve Ahmet Hamdi Tanpınar var. İki arkadaşın kayık sefaları. Orhan Veli’nin son anlarına Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tanıklığı.
Şiir olur da