Bir insan kalabalıklar arasında kendini saklamak istediğinde , görünürlüğün derinlerinde kaybolarak da yapabilir bunu.
Bazı insanlar yaşadıkları bir deneyim sonucu bir kerede büyür ve ondan sonra bir daha büyümezler.
Reklam
Adını ilk duyduğunda Zeheyra'ya, "Ne anlama geliyor?" diye sormuştu Agabu. Yüzünü örten tül peçenin ardından gözlerini yerden kaldırmadan "Eski çöl kavimlerine ait unutulup gitmis ölü bir dilden kalma bu ad" demişti Zeheyra. Sonra sesinden hiç eksik olmayan masal buğusuyla şiir söyler gibi bu adın hikayesini anlatmıştı: "Çekirdeğindeki yaşama gücünü korumak uğruna kendisine dokunulduğunda, ânında kabuğunu zehirli kılan bir taşa verilen admış. Eski çöl kavimlerinden birinin adı Zeheyra olan bir kadın sultanı varmış; günün birinde kabuğunu zehirli kılmayı unuttuğundan dokunmasına izin verdiği elin sahibi tarafından yaşama gücü çalınmış. O günden sonra kabukla tas, tasla zehir yer değiştirmis." "'Bu kadın sultana kabuğunu zehirli kılmayı unutturan neymis?" diye soruyor Agabu. Sesinde duymak istediği yanıtın arzusu titreşiyor. İste zaman içinde pas lekeleri gibi kahverengi benekler olan bakır yeşili gözlerini yerden kaldırıp "Aşk" diye yanıtlyor Zeheya.
“Bir şair ölürken yerküreyi bulduğundan daha güzel, daha iyi bırakmak zorundadır.”
Sayfa 42 - Metis yayınlarıKitabı okuyor
“Şiirin göğünde tesadüf kuşları uçar.”
“Öyle ya da böyle, hepimiz şu yerküreye atılmış varlıklarız,”diyordu. “ Ölerek birbirimize dönüşüyoruz, hepsi bu.”
Sayfa 16 - MetisKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.