Yalnız sakın kimseye güvenip açılma ha ha! Ben seni biliyorum, karakterini anladım: İçin dışın bir; hemen her şeyini ortaya dökersin. Olmaz öyle. Sen onlardan zak dur kardeşim, benden sana öğüt!
قُلْ اَغَيْرَ اللّٰهِ اَتَّخِذُ وَلِيًّا فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلَا يُطْعَمُۜ قُلْ اِنّ۪ٓي اُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ اَوَّلَ مَنْ اَسْلَمَ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ
De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah iken, O doyurur ama (kimse tarafından) doyurulmaz iken Allah’tan başkasını mı veli edinecekmişim?” De
“Tehlikeli bir trajedi kursağımda kalan,
Hayatın zorluğu herkese yakışmaz,
Farkımız yokmuş şu dağınık masadan,
Muhtelif sebeplerle bitkin ruhun,
Dilindeki tüyleri diri tut,
Sana ilk günkü gibi hayran yüreğim,
Sakın ha, gönlünle çatışmasın duan.”
|
Ey iyi namlı kimse, malı sevme!
Onun sevgisi insanı kötü namlı yapar.
Sakın ha, mal için ihtiraslı olma!
Çünkü senin elinden varisler alacak.
Onu toplamak senin için zahmetli bir yüktür;
Onu terk etmek ise senin için hasret ateşidir.
Allah'ın huzuruna geleceğin gün,
Elin hazineden ve maldan boş olacak.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Malî mehebîn tu ey nikûnam
Hubba wî diket mirovî bednam
Zinhar mebe li malê haris
Lewra ku dibin ji dest te waris
Cem'ê wî ji bo te barê zehmet
Terka wî ji bo te narê hesret
Roja biçî pêşedestê Barî
Destê te ji genc û malî 'arî
Halk gülmeye başlayınca
Vaktiyle bir memleketin idarecileri, halkın dertlerini unutmuşlar. Bir taraftan enflasyon ve hayat pahalılığı artarken; diğer yandan halka özveri ve diğergamlıktan bahsediyorlarmış. Bu arada bütçe açık vermeye, hazine boşalmaya başlamış. İdareciler bunu önlemek için mallara yeni zamlar yapmışlar, yeni yükümlülükler getirmişler. Ülkenin hakimi, adamlarını gönderip halkın tepkisini ölçmek istemiş. Tabii gelen haberler fena:
-Efendimiz, halk çok şikayetçi. Hepsi burnundan soluyor. Kızgınlıkları had safhada.
Ertesi hafta yeni zamlar yapılmasını emretmiş hakim. Sonra yine adamlarını gönderip halkın nabzını öğrenmek istemiş:
-Efendimiz, bu sefer halk, ha ayaklandı; ha ayaklanacak. Sarayınızın kapılarına dayanırlarsa şaşmayın.
Hakim yine sakin, bir hafta sonra yeniden zamlar yapılmasını istemiş. Bu seferki zamlardan sonra gelen habercilerin yüzleri gülüyormuş:
-Efendimiz, çok şükür tehlike geçti. Halk sokaklara dökülmüş; gülüyorlar, oynuyorlar. Kimsenin hiçbir şeyden şikayet ettiği, hele zamları düşündüğü falan yok!..
Hakim bu haberi duyar duymaz sarayın kapılarını sürgületmiş ve demiş ki:
-İşte bu sefer halkın sabrı zorlanmaya başlamış; zamlara son verin.
"Yüce pâyeye varmak için ilerledim hep yavaşça
Ancak canını dişine takanlar ulaştılar ona
Çoğu bırakarak gitti dayananlar kaldı bu yolda
Kucakladı onu kim sabırlı ve de kararlıysa
Sanma sakın ha yüce pâye çiğnenir kolay lokma
Acı ilâcı içmedikçe bulamazsın şifâyı asla."
Alçak dünyaya mağrur olup da, sakın dinini kaybedip Allah’ı unutma.
Hani fakire küçümseyerek bakıyorsun ya, aman ha… Fakirlikle övünürüm diyen o yüce Peygamber’i (s.a.v.) unutma..
Sayfa 152 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu