Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
Büyük çaplı bir veba salgının ardından kendilerine has bazı özellikleri doğaüstü boyutta güçlenen ve ‘Seçkinler’ olarak adlandırılan bir grup insan tarafından yönetilen İlya ülkesinde, hiçbir doğaüstü yeteneği olmayan ‘Sıradan’lar, hastalık yaydıkları gerekçesiyle idama mahkum ediliyordu. Ama, Loot şehri varoşlarında yaşayan ve becerikli bir
Yazarla tanışma kitabım oldu. Yazar popüler olduğu için pek elim gitmiyordu. En sonunda bir okuyup bakayım dedim. İlk başları aşırı Wattpad tarzı vardı. Bir karakter diğer karaktere kaç defa çarpabilir. Birde her seferinde 'ah duvara çarptım' diyor. 448 sayfa boyunca da ana karakterin ağzından okumamıza rağmen pek bir şey öğrenemiyoruz. Birde sürekli kendi kendine kurup arkadaşları ile arasına mesafe koyup sonra beni pek önemsemiyorlar, zaten beni sevmiyorlar tribinde takıldı. Ay dedim yeter silkelen kendine gel. Umarım ikinci kitapta bunlar aşılır karakterler kendini geliştirir. Birde Dedektifi sevmiyor ama kıskanıyor madem ilgilenmiyorsun neden sadece kendiyle meşgul olmasını istiyor. Bir de adam sürekli uyarıp duruyor hani bir şeyleri çakman lazım. Bir de peşlerinde katil var sürekli bir şeyler gizliyor söylesene polise. Polisler zaten gizli tutuyor herşeyi. En yakın arkadaşlarından bile çoğu şeyi gizliyor. Birde karakterler üniversiteye degil de liseye gidiyorlar gibi biraz daha mantikli olsak mı acaba arkadaşla hıı. Bunlarin dışında ana karaktere pek ısınamadım da yazarın kalemi sevdim. Kendine okutuyor. Kitabı iki günde bitirdim. Kitapta sevdiğim karakterler Kylie ve Henry oldu.
Herkese merhaba! Uzun zaman önce okuduğum ama yorumunu girmediğim kitabın yorumunu bahsetmeye geldim.
Kasaba da işlenen cinayetlerden sonra kasabaya yeni bir dedektif gelir ve işlenen cinayetleri araştırmaya koyulur.
Kitap boyunca dedektife hiç ısınamadım diyebilirim hatta belki de katil bile olabileceğini düşünmedim değil. Bir Ansel'i sevdim nedense kitapta zaten. Dedektifle bir ilişki yaşamasını hiç istemedim yalan yok şimdi. Şöyle bir şey var ki katilin kim olduğunu hiç tahmin etmediğim kişi çıktı. Herkesten bekliyordum. Ansel bile katil olabilirdi gözümde ama kitapta sadece çok az hatta hiç adını bile hatırlamadığım biri çıkması tatmin edilesi değildi bence. Daha tanıdık biri çıksaydı da işte biliyordum diyebilseydik keşke
Spoiler*
Editörlüğü yaptığım Hakan Dinçay'ın Bir Kaçış Öyküsü Saklambaç adlı romanı sürükleyici bir dille kaleme alınmış bir roman. Kızı için her zorluğu göze alan bir annenin tasvir ediyor. Şimdiden iyi okumalar dilerim şimdiden.
Kitap Ophella Valley diye bir kasabada, iki cinayetin işlenmesiyle başlıyor. Amigo grubunda bulunan iki kızın art arda öldürülmesiyle beraber kasabada bir katilin olduğu anlaşılıyor. Kasabalı bu durumdan oldukça tedirgin oluyor. Bu durumda birçok dedektif kasabaya gelerek olayın ardındaki gerçekliği ortaya çıkartmaya çalışıyor. Ansel, tüm bu olayların içerisinde arkadaşlarının ölümünün ardındaki gerçekleri öğrenmeye çalışıyor ve bu sırrı çözmeye herkesten daha fazla yaklaşıyor.
Kitapta sevmediğim bir şey Christopher’i çok fazla görememekti. Sonlara doğru artsa da daha fazla kısımları olsa güzel olurdu bence. Kimse sevmese de ben Dylan’ı da sevdim.
Kitaptaki katili sonlara kadar asla anlamadım ve herkes olabilirmiş gibi geliyordu ama sonda biraz daha mantığa kavuştu.
Yazarın bütün kitapları gibi bu kitabı da çok güzeldi…
2 senenin ardından HGOİ okumak
Eveeeet, neredeyse iki seneden fazla bir süre serinin devam kitaplarını bekledik. Bu süreç içinde ilk iki kitabı resmen unuttum desem yeridir. Çoğu sahne aklımdan çıkmış ve en önemlisi de seri ile olan bağım sarsılmış. HGOI demek benim için çok önemliydi çünkü bana okuma alışkanlığı kazandıran seri de bu olmuştu. Bir ayda 30 sayfa kitap okusa
Cinayet, gizem, seri katil... bu tarz kitaplarin içinden geçtiğim için cerez geldi bana. Devam kitabi olması ilgi çekici. Yazarin serisini okumus beğenmiştim. Bu tamamen baska bir tarzda yazilmis. Kotu müydü degildi sadece benim citam cok yuksek. Karakter çözümlemeleri falan iyiydi. Kizin psikolojik buhranini hissettiriyor yazar.
Kitap mükemmel ama kitabın sonunda acayip şaşırdım ve Kylie başta kanım acayip isinmıstı ama yapılabilecdk en kötü şeyi yapıp arkadaşını sattı.
Bence Maddie nin ve Henry nin bir suçu yoktu zaten birşeyde bilyorlardı neden onlarla da arkadaşlıgını bitirdi ki .
İkinci kitabı yani Sobe yi henüz alamadım ama yakında alıcam ne olduğunu acayip merak ediyorum iyi okumalar...
289 syf.
8/10 puan verdi
"Lisede son yılını harika geçireceğini düşünürken, henüz on sekiz yaşına varmadan öldüm. Ve kendimi beyaz kumlarla kaplı bir kumsalda mojito içerken değil, Las Vegas'ta yaşayan, varlığından bile haberdar olmadığım ikiz kardeşimin hayatına yapışmış hâlde buldum...
... Burada uzun süre tıkılıp kalacak gibiyim. Emma nereye giderse ben de oraya gidiyorum. Onun bildiği her şeyi ben de biliyorum. Ama sorun şu ki daha fazlası hakkında hiçbir fikrim yok. Ölmeden önceki hayatım benim için büyük bir soru işareti. Bazı belirli şeyleri hatırlıyorum: Hollier Lisesi'ndeki en nazik kız olmadığım, hayatta sahip olduğum şeylerin kıymetini bilmediğim, hak etmeyen insanlara nasıl acımasızca şakalar yaptığım gibi. Ancak bunların dışındaki her şey büyük bir boşluk. Nasıl ve kim tarafından öldürüldüğüm de buna dahil"
Hâlâ daha katili çözebilmiş değilim. Kitap sonuna kadar "evet evet kesinlikle katil bu" dediğim kim varsa bir şekilde kendini akladı ve şahitlerini de göstermiş oldu. Serinin başından beri maalesef şüphelenmek istemediğim Ethan kafamı kurcalıyor, umarım hayal kırıklığına uğramam yoksa Emma kadar ben de yıkılırım..
