Kuran’da SALAT kavramı geçmektedir. Salat yönelme demektir. Burada kişinin özüne yönelerek, oradan destek alması istenmektedir. Salat esasen tamamıyla öze, özünde mevcut olan “yüksek frekanslı üst bilinç hallerine” yönelme, oradan destek alma olayıdır.
Bu yöneliş ve desteğin ne şekilde yapılacağının (ritüel) Hz. Muhammed (sav) tarafından uygulanış tarzının adıdır namaz..
Bu ritüelde önemli olan şekilcilik (yatay yükseliş) den öte, namaz (salat) ın ruhunu (dikey yükselişi) keşfetmek ve yaşamak olmalıdır.
Namaz bir taraftan bedensel disiplini sağlarken, diğer taraftan bilinci aydınlatıcı ayet manalarının tekrarlanması ile de zihni ŞİMDİ de tutarak, insanın tüm yaşamına bedenen ve ruhen şekil veren çok önemli bir çalışmadır.
Bu çalışmayı hakkını vererek uygulayan bir müddet sonra getirilerini tüm yaşamında otomatikman hissetmeye başlar. Zihin, ulaştığı disiplinle, sahip olduğu değerlerin farkında olarak (şükür) ile ne geçmişin keş kelerine, nede geleceğin kaygı ve beklentilerine takılmadan AN da yaşamını sürdürür.
Gülün kokusu, yediğinin tadı, duyduğu her şeyin anlamı derinleşir. İçinde bulunduğu değerlerin farkındalığı ile evrendeki her birime sevgi ve aşkla bakar. Gören, duyan, koklayan, evrenle bir olup, her an huzurda ve tam olmanın hazzını duyar. Mutlu olur.
Yani namaz ile Allah’a yönelme (salat), ötedeki bir tanrıya zahmet ve külfet ile yapılan bir tapınma ritüeli değildir. Kıymetini bilen için Allah'ın kullarına bir lütfu olan, kişinin özüne dönük gerçek bir “farkındalık ve aydınlanma” çalışmasının en gelişmiş, en son modelidir. Fark edip de, değerlendirebilene!..