Aslında her şeyin “güzel-doğru ve iyi” olması, Vahdet’e ve “Mavera-i Tab’ın hakikatini, “Mavera-üt Tabia”nın hakikatinde bulanda, erende ki, iş “Allah’tan başka her şey bâtıl”a kadar gider… Büyüklerin hep nefislerini yermelerindeki hikmet budur… İdraken yükselmekte, nefste hep kemâl dikizlemekten değil, eksikliğini bulmaktan ve gidermeye çalışmaktan doğuyor…