Tümevarımsal Hatıralar...
Sessiz kalırdım bazen Her şeyi anlamıyormucasına Hava, su ve güneş Her zerresinde o sesi anımsarken. Rüzgarlar fısıltıyordu kulağıma, üşüyeceksin. Eve git. Uğultusunda duyuyordum davudî tiz sesini. Ve güneş gökyüzünü boyarken kızıla Silüetini çıkardı ufukta! Ama sarıydı teni sanki istemiyor gibi. Hüzün kaplıyordu göğüs kafesimi taki gece ay
II. Abdülhamid İran’la saltanat yılları boyunca sıcak bir ilişki içerisine girmeye çalışmıştır. İran hükümeti de bu duyarlılığa kayıtsız kalmamıştır. Örneğin Bâbıâli’nin isteği üzerine sünnî öğretiyi rencide eden kutlama ve törenlere yasak getirilmiştir. 1890’lardan itibaren Osmanlı topraklarında bulunan Hıristiyanların kendi içlerinde birlik sağlamak adına yaptıkları bir takım faaliyetler II. Abdülhamid’in Şiî ve Sünnî’lerin birlikte hareket etmeleri gerektiği konusunda daha hassas olmasını sağlamış, bunun bir tezahürü olarak Şiî ve Sünnî yakınlaşmasının mümkün olup olmadığına dair Cemaleddin Efgâni’den bir rapor kaleme almasını istemiştir. Keza Efgâni’den İttihad-ı İslam’ın gerçekleşmesi için bir takım faaliyetlerde bulunması bu doğrultuda mezhep ayrılıklarını ortadan kaldırması ve İstanbul’da İranlılar’dan oluşan bir cemiyet kurmasını da istemiştir. İstenilen cemiyeti kuran Efgâni, İttihad-ı İslam’ın ve Şiî-Sünnî yakınlaşmasının önemiyle ilgili tanıdığı tüm nüfûzlu kişilerden bu konu hakkında birer mektup yazmalarını istemiştir. Ancak bu faaliyetler Nâsıruddin Şah’ın Cemaleddin Efgâni’nin bir talebesi tarafından öldürülmesiyle sonuçsuz kalmış, ayrıca Efgâni iki ülke arasında diplomatik bir krize de yol açmıştır.
Reklam
Masadan eti çalanlar Mutlu görünüyor. Önlerine et konmuşlar Onlardan özveri talep ediyor. Karınları tıka basa doymuşlarsa Açlara Büyük bir gelecekten söz ediyor. İmparatorluğu uçuruma sürükleyenler de Saltanat sürmenin küçük adam için Kolay olmadığını söylüyor Bertolt Brecht
Hicran Cehennemi (Sanem)
Kâbemin Sanem'iydin saltanat döneminde Kalmadı gözlerimde nemin de önemin de. Yüce Tanrım seni de zalime zebun etsin! Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde! Sen de bir gece otur başbaşa namerdinle, Öptüğün dudaklardan kuyruklu yalan dinle. Kıyasla öncekinle, savaşa dur kendinle, Benden eksik olmasın acın da matemin de! Sen de benim
Bu Da Geçer Ya Hû!
Derler ki, Devri Osmanlı’da, Padişah 2. Mahmut etrafına bir haber salmış: “Bana öyle bir söz bulun ki, dertlerin, acıların, sancıların arasında onu okuduğumda umutsuzluğum gitsin, tasam bitsin, kaygım dinsin. Sonra mutlu olduğumda yine onu okuyayım, rehavete kapılmayayım, dünya nimetlerine tamah etmeyeyim, saltanat makamının, tahtımın gücüyle aslımı, insanlığımı unutmayayım. İşte bu sözü, bir yüzüğe yazdırayım, her gördüğümde, neşemde ve hüznümde beni kendime getirsin” Sonra bir derviş gelmiş. Farsça bir dörtlük okumuş. Ve padişahın aradığı sözü bu dörtlüğün redifin de bulmuşlar. 'Vefan çok azaldı, bu da geçer Cefan ise çoğaldı, bu da geçer Bundan önce iyiydi bakışın Artık kötü ne diyeyim, bu da geçer' O gün bugündür bu söz söylenir de kim buna uyar bilinmez...
Kozmik atomik velev ki derviş yahut deli Fizikte dönence bir has saltanat incinene Kavuruluyor ellerimiz kavuşmuş mu ne Üzerimizde ağır materyal sağırlık Konuşan gezegen, ağlayan sular, hayat kanadını süsleyen kelebek
Reklam
HK
ingiltere saltanat ile idare edilirken başka ülkelerin onda kalmasını istemez.
İslamın uyandırdığı kalpler; şimdi saltanat, mülk, mezhep rüyasına kapılıp derin  bir uykuya dalmıştır...
Gaddar Olamayan Lider Olamaz,Zaafı Olan Saltanat Kuramaz...
Tabutun içine konup kabre doğru yola çıktığımızda, tarifi imkansız pişmanlıklar olacak. Kılınmamış namazlar, tutulmamış oruçlar kul hakları, günahlar, yalanlar Ah keşke bir fırsatım daha olsaydı diyeceğiz.. Ve bir ses duyacağız; "Artık herşey bitti. Tüm fırsatları tükettin." Bu dünya üç günlük saltanat hadi uzatabilirsen birgün daha uzat..
Reklam
Padişahta rahat olmaz saltanat kaydın çeker Padişahtan yahşıdır aşk içre abdal olması Dertli
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.