Bana gelince, ben artık Tanrı'ya inanmıyorum ve ayin istemiyorum, ben yalnızca sana inanıyorum, yalnızca seni seviyorum ve yalnızca sende biraz daha yaşamaya devam etmek istiyorum...
Hani nasıl biliyor musun herkese bahar bahçe olanın sana gelince yaprak döküşüne şahit olmak gibi.
Sen dışında herkes dünyanın öz evladıymış da bir sen evlatlık verilmişsin gibi,
yenilmek gibi.
Zannedersem 2007 yılının sonbaharıydı. Okul sıramda oturmuş, pencereden büyük bir fırtına şeklinde yağan yağmuru izliyordum. Sınıf sıcacıktı. Öyle soğuk ve yağmurlu havalarda, sıcak bir yerde oturup yağmuru izlemenin verdiği hazzı hepiniz bilirsiniz.
Tek rahatsızlık veren şey sınıftaki inanılmaz gürültüydü. Ergence bulduğum ve bundan dolayı hiç
tarçın'ın arkadaşları gülçin nurçin ve yalçını
ister misin tanımayı kakule'yi tarçın'ı
elmır onlara gelince çocuklar sevinince
tarçın sana gülümser ne bilmek istersin der
bir tohum filizlenir serpilir çiçek açar
sırlar açığa çıkar ve meraklanır çocuklar
...
•
Sana gelince; ne ben sezarım, ne de sen brütüssün. Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz, düşman bile değiliz.
•
Gölgesinde otur ama
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince.
Yol kısalır aşk gelince.
Yat kurban ol İsmailce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa.
Doğru söyle sorarlarsa.
Tabutuna sararlarsa,
Bayrak senden incinmesin.
İl göçsün göçtüğün vakit.
Yol yansın geçtiğin vakit.
Suyundan içtiğin vakit,
Kaynak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana.
Hakkı geçer halkın sana.
Gücenmesin yakın sana,
Uzak senden incinmesin.
Elimde olsa kalbine taht kuracaktım
Vakit gelince ben bu buhranlı cağı atlatıp
Sana esir olacaktım
Düşünüyorduk seninle aynı şeyleri
Zaman gelince unutmuyorduk eski günleri
Bu kalpte tek olacaktık
Nasıl güzeldi elini tutmak
Dudaklarında mühür olmak
N'olur gitme
Ufak tefek şeylere kızıp gitme
Ne yapmadım ki sen çok istedin de
Yavaş yavaş kabul edelim senin ilacın benim
youtube.com/watch?v=ziqStxH...