Mondros Mütarekesi imzalandığında Aksaray Konya vilayetinin Niğde sancağına bağlı bir kazaydı. T.B.M.M.'nin açılmasından sonra bağımsız bir sancak haline getirildi.
Ben Montrö'de işittiklerimi anlatmak İsterken, "iş bitti ve imza edildi” dedi. Böylece Boğazlar tamamen Türk ordusunun koruyuculuğu altına girmişti. Bu mesele zaman zaman daha önceleri Atatürk'ün çevresinde konuşulur ve bunun hal edilmesi için uygun bir zaman öngörülürdü. Ben bunu bildiğim İçin Atatürk'e dedim ki, “o halde başka bir meselemiz kalmadı”. Cevabı şu olmuştu: “Şimdi Sancak yani İskenderun ve Antakya meselemiz var". O bölgeye Hatay adı Atatürk tarafından konmuş ve makale olarak haritalar da eklenerek İ. M. Mayakon İmzasıyla (22 Ekim 1936) Cumhuriyet gazetesinde çıkmıştır.
Reklam
şimdi sancak yani iskenderun ve antakya meselemiz var.
22 Haziran 1936 tarihinde Montrö'de Boğazlar Konferansı toplanmıştı. Açılışta bulunmak üzere oraya gitmiş, konferans konuşmalarını dinlemek istemiştim. Diğer günlerde de dinleyici olarak bulunabileceğim toplantılara gittim. ... 22 temmuzda İstanbul'a indiğimde Atatürk Florya'da idi. Ben Montrö'de işittiklerimi anlatmak isterken, ''O iş bitti ve imza edildi'' dedi. Böylece boğazlar tamamen Türk ordusunun koruyuculuğu altına girmişti. Bu mesele zaman zaman daha önceleri Atatürk'ün çevresinde konuşulur ve bunun hal edilmesi için uygun zaman öngörülürdü. Ben bunu bildiğim için Atatürk'e dedim ki, ''O halde başka bir meselemiz kalmadı.'' Cevabı şu olmuştu, ''Şimdi sancak yani İskenderun ve Antakya meselemiz var.'' O bölgeye Hatay adı Atatürk tarafından konmuş ve makale olarak haritalar da eklenerek İ. M. Mayakon imzasıyla (22 Ekim 1936) Cumhuriyet gazetesinde çıkmıştır... Mektuplarında da yazdığı gibi Hatay meselesi kendisini en çok meşgul etmiştir.
önsöz VIIIKitabı okudu
25 Haziran 1921
"Hilafet ordusu" da denilen yarı resmî Kuva-yı İnzibatiye'nin lağvı. "Damat Ferit'in kendi eliyle sancak verdiği 'Kuva-yı İnzibatiiye, General Milen'in tahmin ettiği gibi, ilk çatışmada, milliyetçilere geçmişlerdir." (T. Bıyıkoğlu: Atatürk Anadolu'da, 47) Ferit Paşa, Padişah'a dahi haber vermeden böyle bir işe girişmesini şöyle izah etmiş: "m. kâmal'ı da müfettişliğe tayin edişimiz İngilizlerin tavsiyesi üzerine oldu. Bu sefer 'bu Kuva-yı Millîye'yi de faaliyetden men ediniz' diye bizi sıkıştıran yine onlardır. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık." (Rıza Tevfik: Biraz da Ben Konuşayım, 109)
Sayfa 174 - Yazar YayınlarıKitabı okudu
Kurt-Böri-Börü-Büre-Borz-Gorg-Kaşkır-Karışkır-Möjek-Canavar-Farkas
Görünüşe bakılırsa eski Türk mitolojisinde en önemli rolü oynayan hayvan böri-kurt'dur. Büyük olasılıkla, Ata-Kurt şeklindeki asıl söylence Hiungnu'lar tarafından geliştirilmiştir. Bu, bilinmeyen, fakat şüphesiz çok erken bir dönemde olmuş olsa gerek. Bu söylence milâttan önce bile, Işık Göl ve ili'deki Hint-Avrupalı ya da
Şemsi Ağa, Kanuni’ ye büyük şehzadesi Mustafa hakkında haber getirmişti. Bu sırada Amasya Sancak Beyliği’nde bulunan şehzade 38 yaşında idi ve Hürrem Sultan ın tesiri ile gözden ve teveccühten uzak tutuluyordu. İlim ve marifette de kudretli olduğundan diğer şehzadeler tarafından da kıskanılmakta idi.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
94 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.