Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
çünkü para için değil, ama sevildiği için yapılan her meslekte bir an gelir, tırmanan yıllar sanki bir hiçliğe uzanıyormuş gibi gözükür.
Sayfa 91 - YKYKitabı okuyor
Şimdi artık hızını almıştı,sözcükler ip gibi birbiri ardından geliyordu.Ara sıra sanki konuşan kendisi değil de ,içindeki bir yabancıymış gibi,kendi sesine kulak veriyordu.Yüreğinin ta derinlerinde birikmiş şeylerdi bunlar,kendisinin bile farkında olmadığı ,birikip birikip de bir anda kabarıp taşan şeyler.Hepsinin boynunu büken yoksulluğu,o korkunç çalışma düzenini,hayvanca yaşayışı ,evde açlıktan ağlaşan kadınlarla çocukları anlatıyordu.Cezalar ve boş geçen günler yüzünden kuşa dönen son ücretleri alışlarını,bunun gözyaşları arasında evlere götürülüşünü anlattı.
Reklam
Mutsuz zamanlarında her şey hakkında konuşabileceğiniz insanlar tanıyor olmak, bir mutluluktur. Samimi bir sohbet, sanki laf arasında , esas mesele haline gelmeden , ruhsal bir anlam kazandırır insana. Konuşmanın yardımı olur insana , susmanın değil; meğer ki birbirini konuşmadan anlayan insanların suskunluğu olsun.
Sayfa 76 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
"Ben tüm o sarılışlarını ve sevgisini bazen hissedebiliyorum bazen hala sevgisi yanındaymış gibi oluyor, sanki soğuk bir gecede bizi ısıtan battaniye gibi."
Sayfa 376Kitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Kitap sanki Tanzimat ilk dönemdeki romanlar gibi sürekli araya giriyor ve "bunları derlemek için çok uğraştım" "Beni eleştirmeyin aklımda bu kadarı kaldı" Gibi araya giriyor ve bu açıkçası rahatsız ediyor. Tartışılan konuların bazısı çok basitken detaya girerek sanki önemliymiş gibi davranılıyor. (Mesela "şey" demek sıfat değildir. Ne ayakta durmak gibi, ne bakmak gibi, ne filanca gibi diyerek sanki ahmak birine hitap ediyormuş gibi davranıyor. Belki bunlar tartışma ortamında söylendiğinden söyleyen kişi vakit kazanmak adına yapıyordur ama rahatsız ediyor) Bazı konularsa ağır olmasına karşın hak ettiğinden kısa bir bölüm ayrılmış. Yine bana tuhaf gelen, bol bol dini gönderme yapmasına rağmen hiç ayet yahut hadisten faydalanmaması. Başka din bazlı felsefi eserlerde ayet olduğunu belirtmeden de olsa bir ayet metni muhakkak geçmesine karşın burada es geçilmiş. Daha ziyade ruh, ölüm ve ahlak gibi mevzuları dini eksende işlemesine rağmen kelamcıları eleştirdiği ve felsefeyi övdüğü bir başlık açmış. Açıkçası bu durum da tuhaf geldi. Tüm bunlara karşın, evrenin hareketliliği, varlık ve yokluğun birbirine dönüşlülüğü gibi hususlardaki açıklamalar gayet hoş.
Akıl, Ahlak, Eylem ve Ruh Üzerine Akşam Sohbetleri
Akıl, Ahlak, Eylem ve Ruh Üzerine Akşam SohbetleriEbu Hayyan Tevhidi · Karbon Kitaplar · 202065 okunma
Zaman kendi içinde büyük büyük odalara bölünmüştü sanki.
Reklam
“Bazen öyle olur. Hiçbir umudu kalmayan kişi kendi kurduğu hayale o hayal uçuk da olsa kapılır. Hayallerimizin bizim helvadan yaptığımız putlarımıza dönüşmesi sık görülür bir eylemdir. Tapınır dururuz onlara. Bir faydasını göremeyince de acıkıp yeriz o helvadan putu. Sanki her şeyimiz yolunda gitmiş de bir tek o hayalimiz gerçekleşmemiş gibi suçlar dururuz kendimizi. Öyle uzun uzun bakar dururuz boşlukta bir noktaya.”
Dona Elena ise gözlerini tavana kaldırıyordu; sanki çatıda gizlenmiş biri vardı da onun huzurunda sessizce protesto ediyor, onca hataya, onca küfre tanık olsun diye çağırıyordu.
Birine içtenlikle merhamet etmenin empatiyle ilgisi olmalı, çünkü böyle yaptığımda, sanki çektiği acıyı sünger gibi emiyorum.
Kitap seninle konuşup, sorular sorup senden sana cevap veriyor.
Peki, gel baştan alalım: Yaşamda ve sevgide mutlu olmanın "ekonomik koşulları"nı "makinalar"la karıştırıyorsun; insanların kurtuluşu, "devletin büyüklüğü"yle sağlanır sanıyorsun; milyonların ayaklanması demek, top arabalarının geçit töreni yapması demek diye düşünüyorsun; sevginin bağımsızlığa kavuşmasını, Almanya'ya geldiğinde elini uzatabileceğin her kadının ırzına geçmekle karıştırıyorsun; yoksulluğu önlemek için yoksul, zayıf ve çaresizleri ortadan kaldırmak gerektiğine inanıyorsun; çocuk bakımıyla "yurtseverler soyu yetiştirme"yi bir tutuyorsun; doğum denetimiyle "on çocuklu analara" madalya vermeyi birbirine karıştırıyorsun. Senin kafandan çıkan, bu "on çocuklu ana" fikrinin kurbanı değil misin sen sanki?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.