ecmel

İnsanın bir takıntıyı zihninden atması, dünyanın en zor işlerinden biridir. İnsan dağları devirebilir, demiri eritebilir, aya ayak basabilir fakat bir şey zihnine takıldı mı onu oradan söküp atamayabilir.
Reklam
Kalp, aklın en azılı muhalifidir. O ikisinin arasında kalmak ciğerini çürütür adamın.
Sayfa 267Kitabı okudu
Görüyorsun ya şehrin halini....Kıyametin kopması yakındır. Öyle aşındı ki dünya, artık bir tarafından bakınca diğer kısmı görünüyor.
Sayfa 265Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Memleket huzursuzken istediğin kadar kendini avut, huzurlu olamazsın. Memleket ne kadar hastaysa sen de o kadar hastasındır
Sayfa 261Kitabı okudu
Esasen unutmakta zorlandığı şey bir insan veya herhangi bir anı değil; geride kalan hayatının içindeki mutlu kısımlardı. Kendisini unutamıyordu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Yaşamak ile var olmak aynı şeyler değil. Aralarında sonsuz bir boşluk var ve hepimiz o boşluğun içerisinde debeleniyoruz.
Sayfa 143Kitabı okudu
Bazı şarkılar notalardan değil hatıralardan yapılmadır. Bu şarkıları dinlerken mazi ile kucaklaşmayı göze almak gerekir.
İnsan, içindeki ve dışındaki boşlukların arasında kalınca yok oluyor.
Hayat, ben ve diğerleri arasında gerilmiş bir iptir ve ben bu ipte yürümeyi pek beceremem.
Zaten çocuklar hemen ikna olur, anne babalarıyla barışırlar hemen, çabucak affederler onları ama yeterince büyüdüklerinde bir gün ansızın her şeyi hatırlarlar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
dede, cennette insanlar sırtlarını duvara vere vere yürümeye mecbur olmaz, cennette insanın arkasından ona zarar verecek ama onu çok sevdiğini iddia eden kimseler yaklaşmaz.
dede, cennet her şeyin kendisi olduğu yerdir. dede cennette insanlar sevgiden emindirler. dede insanlar cennette, ekmek kırıntısı kadar bir sevgi gördüklerinde acaba bunu benimsersem, yüreğimi açıp bu sevgi kırıntısını içime alırsam benim canımı yakarlar mı, karşılığında bir şey isterler mi, gece gündüz biz sana kocaman, devasa, ucu bucağı görülmeyecek denli büyük bir ekmek kırıntısı kadar sevgimizi verdik derler mi, başıma kakarlar mı, ben bütün varlığımla minnet ve şükran kesilmişken beni nankörlükle suçlarlar mı diye düşünmek zorunda kalmaz.
duygularımı saklamayı böyle öğrendim. ne hissediyorsam tersini söylemeyi böyle öğrendim. rüzgâr gülü gibi dönmeyi böyle öğrendim. içim ağlarken gülmeyi, neşeliyken somurtmayı, mahzunken sırıtmayı böyle öğrendim. iki kere ikinin dört etmediğini, insanların doğru söylediklerini sanırken yalan söyleyebildiklerini, şimdi tutkuyla ve samimiyetle âşık olanların az sonra sevdiklerini sırtından hançerleyebileceğini böyle öğrendim.
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.