Şapka Çıkarmak
Ortaçağ Avrupa'sında serfin lorda itaat ve bağlılığını be­lirtme yolu başını açmasıydı. Hıristiyanlığın benimsediği baş açma usulü, kiliselere başı açık girme kuralının konmasını gerektirdi. İnsan­lar, saygı ifadesi olarak şapkalarını çıkarmaya başladılar. Selamiaşma­ da büyüğün küçüğü görmesi gerekirken, küçük büyüğe şapka çıkarı­yordu. Zamanla şapkanın çıkarılması yerine hafifçe kaldırılması ve nihayet elle kaldırılacakmış gibi tutulması ve sonunda şapkaya doku­nulması selam ifade eder oldu.
"Populus vult decipi, ergo decipiatur."* *"İnsanlar kandırılmak isterler, o halde bırakın kandırılsınlar."
Sayfa 105 - YkyKitabı okuyor
Reklam
Patografi
Dar anlamda bir vaka tarihçesinde "özne" yoktur, modern vaka tarihçeleri özneden üstünkörü ifadelerle ("21 yaşındaki trizomik albino, kadın" gibi ifadelerle) bahseder. Böyle ifadeler insanı tarif ettiği gibi pekala bir fareyi de tarif edebilir. İnsan öznesini, hastalığa yakalanmış, acı çeken, savaşan insan öznesini merkeze koymak için, vaka tarihçesini derinleştirerek bir anlatıya veya hikâyeye dönüştürmeliyiz. Ancak o zaman, "ne" olduğunun yanı sıra "kim" olduğunu, fiziksel olanla hastalıkla birlikte hastayı, gerçek insanı buluruz.
Sayfa 16
Ön Söz
Gerek işim, gerekse hayatım hep hastalarla dolu geçiyor, ama hastalar ve hastalıklar belki onlarsız sahip olamayabileceğim düşüncelere sevk ediyorlar beni. Öyle ki bu konuda Nietzsche'nin sorduğu soruyu ben de sorma gereği duyuyorum: "Hastalığa gelince: Acaba onsuz yaşayabilir miydik diye sormadan edemiyor muyuz?" Bu sorunun yol açtığı başka soruları hayatın temel soruları olarak görüyorum. Hastalarım beni sürekli soru sormaya yönlendiriyor; buna mukabil sorularım da beni hastalarıma yönlendiriyor. Birinden ötekine bu sürgit salınımıma, birazdan okuyacağınız hikâyelerimde ve çalışmalarımda tanık olacaksınız.
Sayfa 15 - YKY
Nietzsche”Kişi ağzıyla yalan söyleyebilir ama yüz ifadesi onu ele verir”,der.
Reklam
Ne düşünüyor olabilirlerdi? Onu anlamıyorlar mıydı? Ya da onu fazlasıyla iyi mi anlıyorlardı?
İhmal çok şiddetli olduğunda, hasta, sanki evrenin bir yarısı herhangi bir anlam ifade etmiyormuş, sanki aniden yok olmuş gibi davranır.
Bayan Fiedke hanım teyzecimle aynı dönemde yaşasaymışım keşke
Eskiden bizi görünce ayağa kalkıp kapılar açarlardı. Şapka çıkarırlardı. Oysa bugün eşitlik istiyorlar. Ama ben diyorum ki, eğer Tanrı onların bizim ayarımızda olmasını İsteseydi görünümlerini bizden farklı yaratmazdı. Hep bir örnek giyinmek istemiyorlar artık. Bu da bize karşı çıkıştan başka bir şey değil
ePub
Aydın olmak demek, modaya uygun elbise, şapka giymek ve kolalı gömlek giyinmek demek değildir.
Reklam
İnsan bir şeyi hep gözünün önünde durduğu için fark edemez.
Sayfa 65 - YkyKitabı okuyor
"Şeylerin bizim için en önemli yanlarını, basit ve tanıdık oldukları için göremeyiz. İnsan bir şeyi hep gözünün önünde durduğu için fark edemez."
…gerçekten de bir hastalık sonucunda “ruhsuz” kalmış olabilir miydi?
Sayfa 59 - YkyKitabı okuyor
Yalnızlıktan şikayet etmiyordu ama çok yalnız görünüyordu; mutsuz olduğunu hiç söylememişti ama halinden çok mutsuz olduğu anlaşılıyordu.
Sayfa 58 - YkyKitabı okuyor
160 syf.
1/10 puan verdi
Kâmalizm bir dindir.
Dinlerinin İlke ve inkilaplarında (İmânının farzlarinda) Cumhuriyetcilik demişler, halkın kendi ifadesiyle seçtiği başbakanı asmışlar. Ulusçuluk demişler, halkı şapka takmıyor diye topa tutmuşlar, dininden vazgeçmiyor diye İstiklal mahkemelerinde şehit etmişler. Devletçilik demişler, devlet olmaya sadece maddi, meteryalist bir bakışla yaklaşmışlar ve kutsal, örf, gelenek, namus, ahlak vb. Değerleri korumamislar. Laiklik demişler, batıdan ithal sadece başına Türk ibaresi konullan kanunları ihraç etmişler. İnkılâp demişler, kurabilmek için 1400 senelik cihanşümul bir rejimin bir kısım evrağını satıp/yakıp harf transferi yaparak insanları asimile etmeye çalışmışlarsada başarılı olamamışlar. Unutmayın yüzyılın sadası İslâm'ın olacaktır. لا اله الا الله
Kamalizm
KamalizmMehmet Şeref Aykut · Mavi Gök Yayınları · 202230 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.