Şark milletleri! Dünyanın en geniş, en cömert, en zengin toprakları sizin elinizdedir. Buraları vaktiyle medeniyetin beşiği olmuştur. Simdi yalnız iceridekileri değil bütün dünyayı bekleyebilir. Halbuki şimdi dünyanın bu en geniş bu en zengin bu en cömert toprakları üstünde milyonlarca köylü yiyecek ekmek bulamıyor.
Bulamıyor, zira kendi toprakları üstünde her şey: arazi,para , banka, fabrika ve atölye her şey Avrupa kapitalistlerin ellerindedir. Bulamıyor, zira kendi vatanlarında hakim değildir, hiçbir şeye sahip değildir, hiçbir şeye hükmü geçmez.
Hakikatte 26 Ağustos sabahı Dumlupınar’da gürleyen toplar, iktisadî ve siyasî esaret altında yaşayan bütün şark milletleri için yeni bir devrin başladığını ilân ediyordu.
Şark milletleri! Dünyanın en geniş, en cömert, en zengin toprakları sizin elinizdedir. Buraları vaktiyle medeniyetin beşiği olmuştur. Şimdi yalnız içindekileri değil, bütün dünyayı besleyebilir. Halbuki şimdi, dünyanın bu en geniş, bu en zengin, bu en cömert toprakları üstünde milyonlarca köylü yiyecek ekmek bulamıyor. Bulamıyor, zira kendi toprakları üstünde her şey: Arazi, para, banka, fabrika ve atölye her şey Avrupa kapitalistlerinin ellerindedir. Bulamıyor, zira kendi vatanlarında hakim değildir, hiçbir şeye sahip değildir, hiçbir şeye hükmü geçmez.
Şark için "ölümün sırrına sahiptir" derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususî bir çehre veren, her türlü lâubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlîleştiren, başka millet pek yoktur.
Şark için "ölümün sırrına sahiptir" derler. Fakat Şark milletleri içinde dahi ona bizim kadar hususî bir çehre veren, her türlü lâubalilikten sakınmakla beraber, onu ehlîleştiren, başka millet pek yoktur.
"Şark milletleri, zalimlerin boyunduruğu altında, uzun zamandan beri cehaletin karanlığına gömülerek yaşadılar. Fakat artık uyanıyor ve kalkınıyorlar.”