İlk defa gerçek bir duyguyu o denli güçlü ve sarsıcı biçimde hissetmişti
Türkiye İş Bankası 2. Basım Ağustos 2015Kitabı okudu
bir doğu batı sentezi
Orhan Pamuk, metinlerarasılık tekniğini kullandığı kısa romanı Kırmızı Saçlı Kadın’da,batının en sarsıcı trajedilerinden biri olan Kral Oidipus ile doğulu Firdevsi’nin Şahnamesi’nde yer alan -yine Kral Oidipus’taki gibi- birbirini hiç tanımayan baba-oğul Rüstem’le Sührab’ın trajik hikayesini harmanlayıp yepyeni bir hikaye ortaya koymuş. Kitap her ne kadar biraz aceleyle yazılmış hissi verse de bahsettiğim iki metne yapılan göndermeler gerçekten çok başarılıydı. Birbirinin tersten okuması olan bu iki trajedinin Orhan Pamuk’un zekasıyla Anadolu insanına nasıl uyarlandığını görmek istiyorsanız Kırmızı Saçlı Kadın tavsiyemdir.
@gercekkitapseverler #tolstoy grubunuz ile Dünya ve Rus Edebiyatının en güçlü kalemlerinden olan Tolstoy'un külliyatını okumaya devam ediyoruz.
Yine Tolstoy yine harika bir eseri. Anlatım zenginliği, değindiği konular, betimlemeleri ile yine bir okuma zenginliği yaşattı. Toplumsal konulara değiniyor olması günümüze uzanan, geleceğe de uzanacak mesajlar veriyor.
Edebiyat çevrelerince Tolstoy'un en önemli üç romanından biri olan kabul edilen Diriliş, insanın yozlaşmış toplum içinde geçirdiği sarsıcı değişimin, vicdanla dirilişin romanıdır. Zengin Prens Nehlüdov, hizmetçi Maslova'yı baştan çıkarıp terk ederek hırs ve arzularının peşinden gider. Yıllar sonra jüri üyesi olarak bulunduğu bir mahkeme salonunda Maslova ile karşılaşır Nehlüdov. Onu bu batağa kendisinin ittiğinin farkına varan prens, adaletin yerine gelmesi için elinden geleni yapacak, bu köklü değişimin yaşamını dönüştürmesini yürekten kabullenecektir.
Diriliş, vicdan azabının ezici baskısını anlatırken, ceza hukukuna, gelir dağılımına, soylulara, mülkiyet hakkına ve sosyal adaletsizliğe de ağır eleştiriler yöneltir. Eserlerinde ahlaki değerlere vurgu yapan Tolstoy, bu romanında toplum tarafından öldürülen insan ruhu, vicdanı ve inancının yeniden #diriliş ihtimalini sorgular.
Uzun süredir böyle sarsıcı bir kitap okumamıştım doğrusu çok iyi geldi . Beni kendi dünyamdan alıp bambaşka bir dünyanın içine çekti. Heyecan, merak ve keyifle okudum kitabı. Kitap kahramanımız azizin geçirdiği bir kaza sonrası komadayken geçmişe gitmesini ve 20 önce yaşanmış bir cinayeti çözüp çözemeyeceğini anlatıyor. Kitabı okurken katili deli gibi merak ettim ama tahminimde yanılmadım tabi :)
Kitabı daha fazla anlatıp spoiler vermek istemiyorum, okumayan kişilere gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap . Şimdiden keyifli okumalar diliyorum okuyacaklara.
Sıkıcı Grotesk öyküler ...
Amerikalıların son dönem en çok ilgi gören yazarlarından biri imiş Oates. Ben kendisi ile yeni tanıştım, “Lanetliler” yazarın okuduğum ilk kitabı.
Oates geniş bir çerçevede eserler vermiş; romanlarının yanısıra şiir kitapları, öyküleri ve de Gotik hikayeler serisi var. Müthiş bir hızla eserler üretmiş; 82 yaşındaki bu yazarın hali hazırda 56
Sineklerin tanrısı nükleer savaş esnasında güvenli bölgeye aktarılmak için uçakla yolculuk eden 6-12 yaş civarı çocukların bir adaya düşmesiyle başlıyor. Adaya düşme hikayelerini bilirsiniz beslenme barınma gibi temel ihtiyaçların yanında kendini gerçekleştirme gelir. Ne var ki bu adaya düşenler çocuklardır. Çocuklar söz konusu olunca kalbiniz daha huzurlu beklentileriniz ise daha masum başlıyorsunuz kitaba bu durum kitap okuma sürenizi bile etkiliyor alegorik bir eser ve betimlemelerle daha akıcı hale gelmiş üzerinde çokça konuşulması gerektiğini düşünüyorum ilk zamanlarda büyük bir endişe için de okudum kitabı, son anlardaysa büyük bir şaşkınlık yaşadım. Benim için okuduğum en güzel kitaplardan biriydi kısacası "sarsıcı" çok doğru bir ifade olur gibi :)
