Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kesin bir açıklama yapmaksızın, Varoluş'umun, Bulantılarımın ve kendi yaşamımın sırrını ele geçirdiğimi kavradım.
Sayfa 189Kitabı okudu
Kesin bir açıklama yapmaksızın , Varoluş'umun , Bulantılarımın ve kendi yaşamımın sırrını ele geçirdiğimi kavradım .
Reklam
Varoluş bellekten yoksundur, kaybolmuşlarla ilgili tek bir anısı bile yoktur. Her yanda varoluş; bitimsiz, fazladan, her yerde ve her zaman varoluş; ancak yine varoluşla sınırlanan varoluş!
Her şey, kendilerini gülüşlere bırakan ve ıslak dudaklarıyla "Gülmek iyidir," diyen kadınlar gibi usul usul varoluşa kayıyor; karşı karşıya geçip yayılıyor, varoluş en aşağılık sırlarını birbirine açıyordu.
Sartre: insanın yaptığı işten dolayı sorumlu olduğu...
Sartre insanın yaptığı işten dolayı sorumlu olduğunu ve bunu hiçbir zaman reddedemeyeceğini vurgular. Sorumluluğu üstümüzden atıp işe gitmek 'zorundaydık' ya da burjuva toplumuna özgü belli beklentilere uymak zorundaydık' gibi bahaneler İleri süremeyiz. Bu şekilde kimliksiz kitlelere karışan biri hiçbir özelliği olmayan bir kitle insanı olur çıkar. Kendinden kaçmış, hayatını bir yalan haline getirmiş demektir. Ama insan özgürlüğü bize bir şeyler yapmayı, kendimizi gerçekleştirip 'özgün' ya da gerçek bir varoluş sürdürmeyi buyurur."
Sayfa 514 - Pan
Onun yeri, herkesin bekleyişinin kazdığı bir hiçlik çukuru içinden ansızın doğup ortaya çıkılabilecek görünmez bir döl yatağı gibiydi. Ne var ki, toprağın bağrından alkışlar arasında da çıksa ve hatta kadınlar öpmek için onun ellerine de atılsalar, kendime gelecektim ben; çünkü bedensel varoluş ve ortada bulunuş, her zaman bir fazlalıktır.
Reklam
“Ben” deyince bir boşluk duygusuna kapılıyorum. Öyle unutulmuşum ki kendimi iyice hissetmek, elimden gelmiyor. Benden kalan tüm gerçeklik, var olduğunu hisseden varoluş sadece.
Sayfa 245 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Ak çarşaflar içinde,tatlı tatlı düşen ak bir teni okşayacak mıyım? Koltuk altlarının çimlenmiş ıslaklıklarına,tenin iksirlerine,sıvılarına ve ışığına dokunacak mıyım,ağır,usul,tatlı varoluş kokusunun yapışkan kırmızı salgılarına girecek miyim,ıslak,kanlı dudaklar,uçuk kan kırmızı dudaklar,varoluşla sulanmış,duru bir irinle sulanmış,esneyen titrek dudaklar arasında,gözler gibi gözyaşı döken şekerli bir suyla ıslak dudaklar arasında duyabilecek miyim kendimi?”
"Felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir"(M. Ponty)
“… benim için varoluşçuluk her şeyden önce Gabriel Marcel demekti; çünkü o, Hıristiyan bir varoluşçuydu. Ondan öğrendigim çok fazla şey oldu, onu dinlerken değil ama kitaplarını okurken. İlk olarak olmak (etre) ve sahip olmak arasındaki çok verimli ayrımı öğrendim. Olmak kişi ile ilişkilenirken, sahip olmak kişi olmayan, fakat kişinin içinde kendini kaybetme riski taşıdığı her şeyle ilişkilenir. Gizem ve problem arasındaki ayrımı da çok ilginçtir. Problem; cevap verilebilecek ve kesin şekilde çözülebilecek bir soru iken, gizem, Gabriel Marcel'in dediği gibi, kendi verilerinin sınırını aşar ve bizi de kendi içine alır. Örneğin bedenin bir gizemi vardır; çünkü biz kendi bedenimiziz. Sonra, tabii ki Sartre vardı. Onun Varlık ve Hiçlik' ini ve Bulantı’sını okudum, özellikle Bulantı, içinde nesnesi varoluş olan bir deneyim ve hatta bir çeşit ekstaz barındırdığı için ilginçti. Ama bu bulantının Sartre’ın psikolojisine özgü bir his olduğunu düşündüm hep. Varoluş karşısında bulantıdan değil, hayret duygusundan da bahsedilebilirdi pekâlâ. Hepsinden öte,Collège de France’da dinlediğim biri vardı: Marleau-Ponty, fakat onu da yeterince dinleyemedim. Marleau-Ponty, felsefesinin algı üzerine yoğunlaşması ölçüsünde Bergson'un bir bakıma mirasçısı sayılırdı, "felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir" gibi formüller kullanıyordu ve modern sanat üzerine ilginç bir düşünce geliştirmişti; işte bütün bunlar beni oldukça etkiledi.”
Sayfa 154Kitabı okudu
İnsan, kendisine sürekli bir varoluş özgürlüğü verilmiş bir varlıktır, özü olmayan bir varlık. Bu durumdan dolayı seçiş, tasarı ve sorumluluk ona hayatın gerçek, benliğine uygun değerleri olarak görünürler.
689 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.