Modern ulus devletler, Kürtlerin geçmişini karalayıp saklamışlar, bu antik kültürün özgünlüğünü inkâr ederek, etnik Kürtler için ulusal öneme sahip olan her türlü konu üzerinde özgün araştırma yapılmasını engellemişlerdir. Türkiye'de "Dağ Türkleri", Suriye ve Irak'ta da Yezidi Kürtler için kullanılan "Ümeyye Arapları" gibi sahte kimlikler yaratıp bunları Kürtlere yamamışlar ve İran, Sovyet Azerbaycanı ve Türkmenistan'da Kürtlerin varlığını doğrudan doğruya inkâr ederek, Kürtlerin kendilerinin bile kafalarını karıştırmak için pek çok şey yapmışlardır.Gerçekten de, bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinde hiçbir müzede tek bir arkeolojik objenin, tek bir kırık ok başlığının, bir çömlek parçasının veya bir mozaik tanesinin bile "Kürt" olarak tanımlanmamış olması son derece şaşırtıcı ve düşündürücü bir olgudur.
Neden korkuyoruz?
İnsanı eğip bükerek zaman içinde bilinmezliklerle dolu yolculuklara çıkarır hayat. Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde Nietzsche bu durumu şu şiirsel anlatıyla aktarıyor: Zerdüşt - gencin oturup dayandığı ağaca kolunu doladı ve şöyle dedi, "Bu ağacı ellerimle sallamak istesem beceremem ama gözle göremediğimiz rüzgâr, onu istediği gibi
Sayfa 40 - Pegem AkademiKitabı okudu
Reklam
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
Üzücü bir gerçek,
Akla ziyan Lozan yalanları, çok şaşırtıcı ve düşündürücüdür! Şaşırtıcı ve düşündürücü olmasının nedeni, "yalanların mükemmelliği" değil, bu akla ziyan yalanlara inanan binlerce, on binlerce insanımızın olmasıdır. Bu bilgi çağında bu kitlesel cehalettir
Sayfa 504 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Hiç çekinmeden bugüne kadar okuduğum en iyi roman olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğim Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı da Emil Ajar'ın bir eseri. (Emil Ajar'ın diğer adı Romain Gary bilindiği gibi. Aslında aynı kişiye ait bu iki isim edebiyat tarihinin en düşündürücü hikayesini de gizlemektedir. Ama başka bir konu.) Bu romanla birlikte şaşırtıcı bir gerçeğe ulaşmıştım. En beğendiğim romanlar az ya da çok içinde otobiyografik unsurlar da barındıran romanlar oldu. Özellikle Bukowski, Hemingway, Fante, Miller gibi çağdaş Amerikan yazarlarını beğenmemde bu unsur çok önemli bir paya sahip.
Sayfa 150Kitabı okudu
Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
Budizm’in sürekli olarak, bir din değil bir felsefe olduğu ileri sürülür. Bireysel düzlemde böyle olabilir, ancak kurumsallaşmış bir ideoloji olması dolayısıyla dinsel niteliği bulunuyor. Budizm, yaşamı acı ile tarifler. Bir tanrı inancı olmayan Budist ideolojiye göre, Buda, insanın içindedir. Bu özellik doğuştan gelir. İçimizdeki Buda kimileri
Reklam
İlkokul 2. sınıfında, sekizindeki çocuklara sormuşlar: «Siz baba olsanız babanız da çocuğunuz; suç işlediğinde ona ne ceza verirsiniz?» Yanıtlar korkutucu, şaşırtıcı, düşündürücü. Biri topal ata bindiriyor babasını. Üstüne çadır örtüyor. Tepesine bıçak asıyor. At topalladıkça bıçak babasının kafasına dokunacak, akıllandıracak onu. Öbürü, çok konuşan babasının ağzına fermuar dikiyor. Gezmeye götürmeyenler, eşeklerin yanında yem yedirenler, ayaklarından tavana asanlar, ağaca bağlayıp kırbaçlayanlar, pastırma gibi doğrayanlar, eşek sudan gelene kadar dövenler, kaynar suyla haşlayanlar da var. Ayrıca her üç çocuktan biri annesinden memnun değil. Çocuklar, sevgi, ilgi, hoşgörü, arkadaşça davranış, güleryüz, özenli giyim, kültür, temizlik, çalışkanlık, fedakârlık bekliyor annelerinden. İçkiye, sigaraya da karşılar.
Sayfa 192 - Adam Yayınları
Ön söz.
Jean Jacques Rousseau nefret ettiği çıraklığı bırakıp kaçan, sonraki yirmi yılı arada sırada girdiği düşük seviyeli işler dışında aylaklıkla geçiren ve otuzlarına gelene dek hiçbir gelecek vaat etmiyormuş gibi görünen bir delikanlıydı. Ancak işte o zaman, kendini en yakından tanıyanları bile şaşırtarak, döneminin ve ileride anlaşılacağı üzere modern dünyanın en etkili yazarlarından biri haline geldi. O dönemde ve daha sonra yaşayan ünlü yazarların birçoğunun aksine, bir gün bile okula gitmemiş ve özünde kendi kendini eğitmiş bir insan olması, başarısını daha da şaşırtıcı kılıyordu. Aralarında en çok Toplum Sözleşmesi'nin tanındığı şaşırtıcı ölçüde özgün kitaplarında, Amerika'nın Kurucu Babaları'nı ve Fransız devrimcilerini derinden etkileyen politik bir kurarn geliştirdi, modern antropolojinin ortaya çıkmasına katkıda bulundu ve günümüzde de ilham kaynağı olma özelliğini koruyan düşündürücü bir eğitim kavramı ortaya koydu. Ömür boyu yaşadığı duyguların izini, kendini biçimlendiren deneyimlere dek sürdüğü ve görünürdeki çelişkilerin altında derin bir benlik bütünlüğü bulduğu itiraflar adlı eseri, gerçek anlamda otobiyografi türünü doğurdu; modern psikoloji ona çok şey borçludur.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.