Tarihler 1389'u göstermektedir. Kosova ovasında büyük bir meydan muharebesi cereyan etmektedir.Çok geçmeden Osmanlı ordusu galip gelecek, birleşik Haçlı orduları darmadağın olacaktır. Şefkatli Osmanlı Sultanı 1. Murad savaş meydanını gezerken yaralı bir Sırp askeri görür. Yaklaşıp durumunu tahkik etmek ister. Kalleş düşman, yanında sakladığı hançerini, yaklaşan Padişah'ın böğrüne saplayıverir. 1. Murad kanlar içinde askerlerinin kollarına düşer. Son anlarıdır. Başında oğlu Şehzade Bayezid (Yıldırım),devlet erkanı ve askerler vardır. Onlara dönerek tarihin durup kulak vereceği,bizi biz yapan ve uyguladığımız dönemlerde hep en önde olmamızı sağlayan ölçü olacak sözleri haykırır, ''sakın ha attan inmeyesüz.''
Sayfa 161Kitabı okudu
Yüzyıl boyunca verilen kanlı mücadelelerde şirketlerin kararı söz konusuydu. Savaş duraksadığında ve bu nedenle askerler issiz kaldıklarında, çeşitli şirketler kendi istekleriyle Fransa'da dolaşarak, korunmak için para ödemeyecek kasabaları yağmalayıp, yakmışlardı.
Reklam
"Dünya, bir milyon kötü adam, on milyon aptal adam ve yüz milyon korkak tarafından yönetilir. Zenginler, politikacılar ve din fanatikleri gibi kötü olanlar güç sahibidir. Onların kararları ile dünya dönmeye ve kıskançlık ile yıkıma gitmeye devam eder. Koskoca dünyada, yalnızca bir milyon tane gerçekten kötü adam var. Büyük güç sahibi olanlar
Kızıl Ordu birimleri Mahnovistlerle bir çatışmaya girdiklerinde, ne yazık ki, asıl kurbanlar savaşa zorla gönderilen, aslında böyle bir kaderi hiç de hak etmeyen sıradan askerler oluyordu. Buna engel olmak imkansızdı. Silahları ellerinden alınan Kızıl tutsaklar serbest bırakılıyordu. İsteyenler isyancı saflara katılıyordu, ama Kızıl Ordu
Sayfa 131
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Salih Bozok anlatıyor: İngilizler Çanakkale'de Anafartalar Grubu'nu mağlup edip de cepheyi sökemeyince, yeni bir harekete giriştiler ve bu cepheyi sağdan çevirmek istediler. Düşmanın planını bozmak için Kireç Tepe'yi tutmak lazımdı. Halbuki oraya giden tek bir dar yol savaş gemileri tarafından makaslama ateş altına tutuluyordu. Her an gülleler korkunç patlayışlarla ortalığı alt üst ediyor, ölüm saçıyordu. Bir insanın değil, bir kurdun bile geçmesine imkan görülmüyordu. Kireç Tepe'yi tutmak emrini alan Türk subay ve askeri tereddüt içindeydiler; fırsat gözetiyorlardı. Fakat düşmanın ateşi bir an bile kesilmiyordu. Mustafa Kemal bu hali görünce siperlere koştu,askerin arasına karıştı ve sordu: ''Niçin geçmiyorsunuz ? '' İçlerinden biri cevap verdi: ''Düşman ölüm saçıyor, geçilmez !'' Mustafa Kemal zerre kadar korku ve tereddüt göstermeden: ''Oradan böyle geçilir!'' dedi ve ileri fırladı. Mehmetçik artık durur mu? O da kumandanının arkasından ileri atıldı. Toz, duman, alev ve ölüm kasırgasını yaran askerler karşıya vardılar, tepeyi tuttular.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.