Savaş hoş bir şey değil, hayattaki en çirkin şey; bunu anlamalı ve savaşta oyun oynamamalıyız. Bu korkunç zorunluluğu düzgün ve ciddi bir şekilde ele almalıyız. İşin özü şu: Yalanı bir kenara bırakmak, savaşsa savaş, oyun değil. Savaş, aylak ve pervasız insanların en sevdiği eğlencedir. Orduya katılmak da en onurlu iştir. Ama savaş nedir, savaşta başarılı olmak için ne gerekir, askerlik dünyasının gelenekleri nelerdir? Savaşın amacı öldürmektir, savaşın araçları casusluk, ihanet ve ihanetin teşvik edilmesi, halkın malının mülkünün yağmalanması, halkın soyulması ya da ordunun yiyecek ihtiyacı için ürünlerinin çalınmasıdır; savaş kurnazlığı denilen yalan ve aldatmacadır; askerlik dünyasının gelenekleri özgürlüğün olmaması, yani disiplin; aylaklık, cehalet, gaddarlık, sefahat ve sarhoşluktur. Buna rağmen askerler herkesin saygı duyduğu, üst bir sınıftır. Çin hükümdarı hariç bütün hükümdarlar askeri üniformalar giyer, en büyük ödül en çok insanı öldürene verilir... Askerler, yarın bizim de yapacağımız gibi birbirini öldürmek için karşı karşıya gelirler, on binlerce insanı öldürürler, sakat bırakırlar, sonra çok insan öldürdükleri (sayıyı da abartırlar) için şükran ayini yaparlar, ne kadar çok insan öldürmüşlerse o kadar çok hak ettiklerini düşündükleri zaferi ilan ederler.
Sayfa 251Kitabı okudu
Bütün savaş yıllarında Mustafa Kemal, ne cumhuriyetçilikten ne garpçılıktan ne devrimcilikten bahsetmiştir. Gericilik her tarafta idi. *** Bir ahlâk komisyonu da bilhassa kadına karşı harekete geçti. Ramazan akşamı Direklerarasında dolaşırken, yan sokaklarda sün- gülü askerler görmüştüm. Bunların görevi, caddeye çarşaflı peçeli de olsa kadın sokmamaktı. Şeriatçı Tevhid-i Efkâr, siyasette Anadolucu iken, kadın açık saçıklığına dikkat etmediği için gün aşırı poli- se hücum etmekte idi. Mustafa Kemal'i ve onunla beraber olanları "tekfir" eden fetvaları İstanbul hocaları vermişlerdir. *** İstanbul, Tanzimat'a doğru, Anadolu ise Tanzimat'tan geriye doğru yuvarlanıp gidiyordu. Büyük Millet Meclisi'nde bir hoca milletvekili Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nda Büyük Millet Meclisi'nin kanun koymak hakkı bahis konusu edildiği sırada, kürsüye çıkmış, Tanrı'nın kitabı dururken kanun koymak iddiasında bulunan bir Meclis'te üye kalamayacağını söyleyerek memleketine dönmüştü. Mekteplerden resim dersi kaldırılıyor, Anadolu'da alabildiğine medrese açılıyordu. Men-i müskirat Kanunu'nun tartışması sırasında iki hoca, Meclis'in sokağa doğru penceresini açarak: - Ey ümmet-i Muhammed, din elden gidiyor, diye avaz avaz haykırmışlardı. ***Dehanın sabır niteliğine en iyi misal, büyük liderin gericiliğe karşı yıllar süren sessiz ve uysal katlanışıdır. ***
Sayfa 350 - Pozitif
Reklam
İşte bu sistemde biz askerler için hayat böyleydi. Savaş meydanında gözlerinizdeki tek bir bakışla düşmana korku salabilirdiniz ama ne zaman aynaya bakarsanız veya kendi başımıza kalırsanız, gözlerinizde ayn ifadeler belirirdi. Acı, hüzün, kararsızlık ve en korkuncu vicdan azabı... Bir orduyu yenebilirdiniz ama tek başınıza kaldığınız, anda, kafanızın içinde sizi sorgulayan kelimelere yenilebilirdiniz.
Sayfa 132 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Askerler çatışma günlerinde kendi alaylarının meselelerinden heyecanla uzaklaşmaya çalışır, çevrelerinde olup bitenlere kulak kabartır, göz gezdirir ve merakla neler olup bittiğini öğrenmeye çalışır.
Sayfa 405Kitabı okudu
Asker yürüyüşteyken, gemideki bir denizci gibi alayı ile çevrelenmiş, sınırlanmış ve sürükleniyor gibidir. Ne kadar uzağa giderse gitsin, hangi yabancı, bilinmedik ve tehlikeli enlem dairesine girerse girsin, bir denizcinin çevresinde her zaman ve her yerde aynı güvertenin, aynı direklerin, aynı halatların olması gibi, onun çevresinde de her zaman her yerde aynı askerler, aynı saflar, aynı Başçavuş İvan Mitriç, aynı bölük köpeği Juçka ve aynı komutanlar vardır.
Sayfa 405Kitabı okudu
Bizim dinimizde cehennem yoktur, askerler ve rahipler birdir, bizimki bir savaş dinidir ve siz de askeri olarak yönetilirsiniz, ruhani olarak değil.
Sayfa 167 - Encore YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri 1-) SİLİNDİR VE KEMAN Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
Bu, son savaşımız olacak Olric. Sonu nasıl gelirse gelsin, yorgun ordumuz son savaşını veriyor. Askerler, yorgun ve isteksiz. Zafer ya da yenilgi onlar için aynı anlama geliyor artık. Artık savaş istemiyorlar.
Sayfa 564Kitabı okudu
Merhaba! Benim adım Asma Adaeva. Çeçenya’nın Grozny kentinde doğdum. Şimdi Avusturya’nın Villach şehrinde yaşıyorum. Hayatım hakkında sizlere bir şeyler söylemek istiyorum. Büyük savaş başladığında annemle birlikte dışarıdaydım. Askerler başlarımızın üzerine doğru ateş ediyordu ve o an bizim için sonun geldiğini düşündüm. Ama bir bodrum katına
• 4. Bölüm - ATATÜRK'ÜN ÇANAKKALE'DE BAŞARISI YOKTUR YALANI! (!)
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor. 9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor. Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor. Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
Reklam
Türk tarihinde sayısız başarılı olmuş lider vardır. Askeri ve siyasi etkisinin yanı sıra bilgeliği ile yer edinmiş kişilerden birisi de Mete'dir. Babası ve üvey annesinin entrikalarına rağmen kendisine kurulan tuzaklardan kurtulan Mo-tu (Mete/Bahadır), MÖ 209'da Hun tahtına çıkmış ve 35 sene hüküm sürmüştür. Çin kaynaklarına göre üvey
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Patlamalar gitgide şiddetleniyordu. Amerikan savaş gemilerinden atılan uzun menzilli seyir füzeleri yerden çok alçakta uçarak Suudi Krallığının içlerine doğru mermi hızıyla kaybolup gidiyordu. Halk korku ve panik içindeydi. Komuta ve kontrol merkezi, Metal Fırtına operasyonu sırasındaki yoğunluğu tekrar yaşamaya başlamıştı. Askerler birkaç ay önceki çekilme nedeniyle gergin ve sinirliydi. Hedeflerin hızla yok edilmesi gerektiğini biliyorlardı.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.