ITC'ye saldırmak için artık güvenli bir ortam vardı. Fakat Refik Halid, Hürriyet ve İtilafın anayasa dışı taktikler kullanmakla eleştirdiği ITC'ye benzer biçim de, Halaskâr Zabıtaları (İttihatçı karşıtı gayri resmî silahlı örgüt) kullanmasını eleştirmemiştir. Bu tercihi, kendi tarafgirliğini geri plana atmadığından ötürü, muhalefete dair yeni yeni filizlenen tahayyüle ters düşmekteydi. Refik Halid aslında Hürriyet ve İtilafın taktiklerine karşı çıkıp partinin riyakârlığını ortaya koyabilirdi ama böyle eleştirileri dillendirmek hiç de çıkarına değildi; zira kendi tarafgirliğinin sonucu olan ilişkiler ya da maddi çıkarlar söz konusuydu. Refik Halid bunun yerine baskı gören bağımsız gazeteci duruşunu sürdürmeye mecburdu. Bu anlamda, Refik Halid'in en azından Kirpi mahlasıyla, o dönem sürmekte olan Balkan Savaşları hakkında hiçbir şey yazmaması da anlamlıdır. Bu suskunluk çarpıcıdır, zira Balkanlar'daki Müslüman toplulukların mağdur edilmeleri ve ITC tahayyülünde Balkanlar'ın özel yeri sebebiyle bu savaş, en azından ITC açısından çok önemli bir propaganda malzemesiydi. ... İTC'ye karşı gelen liberal muhalefetle bağlantılı olan Refik Halid, ait olduğu sınıf ve İstanbul'daki kökenleri sebebiyle, Balkanlar'a karşı İttihatçılarınkine benzer bir özel bağlılık hissetmemekteydi. ... Dolayısıyla Refik Halid savaşa dair bir başarısızlığı sebebiyle Hürriyet ve İtilafı en azından bu dönemde eleştirmekten kaçındı
Sayfa 118Kitabı okudu
FIKIH
Ashab devrinde "Fıkıh" sözünün delâlet ettiği mâna şu idi: Ahiret yolunu öğrenmek, nefis hastalıklarını bütün incelikleriyle bilmek, bozuk işlerin neler olduğunu ve dünya sevgisinin iyi bir şey olmadığını anlamak, ahiret nimetlerini bilmek, kalbi Allah korkusu ile doldurmak gibi, geniş ma- nada bir ilmin ismi idi. Fıkhın bu mânada kullanıldığına dair delilimiz, şu ayeti kerimedir: لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوا إِلَيْهِمْ "Bununla beraber müminlerin hepsi toplanıp birden savaşa çıkmaları uygun değildir. Her kabileden büyük bir kısım savaşa gitmeli, onlardan bir kısmı da din ilimlerini öğrenmek ve kabileleri savaştan kendilerine döndüğü zaman, onları Allah'ın azabı ile korkutmak için geri kalmalıdır. Olur ki, Allah'ın azabından sakınırlar." (Tevbe: 122)
Reklam
"Yani Saruman hain değil mi?"
"Elbette hain, dedi Gandalf. "Îki kere hain. Ne garip değil mi? Son zamanlarda başımıza gelen hiçbir şey Îsengard'ın ihaneti kadar üzücü değildi. Bir hükümdar ve komutan olarak bile Saruman'ın çok güçlendiği kabul ediliyediliyordu. Rohan'lı insanları tehdit ediyor, Doğu'dan esas saldın yaklaşırken onların Minas
Ahzâb Suresi, 9-27. Ayetler Arası
Ey iman edenler! Allah’ın size olan -şu- nimetini hatırlayın: Hani üzerinize ordular gelmişti de biz onlara -/düşmanlarınıza- karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı görendir. Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan üzerinize geldikleri zaman, gözler -yılgınlıkla- kaydığı, yürekler boğazlara geldiği
Devletlerin, özellikle de dünyada süper güç olma iddiasındakilerin, yıllık bütçelerinden silahlanmaya ayırdıkları parayı ve bunun her geçen yıl artarak devam ettiğini görmek yeni bir büyük savaşın kaçınılmaz olduğuna dair en keskin ve en belirgin işarettir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin de ekonomik refahlarını hiçe sayarak savaş araç gereçlerine büyük bütçeler ayırmaları, büyüğün, ortancanın ve küçüğün de gelecekteki savaşa doğru yol aldıklarını gösteren çok önemli bir emaredir.
Sayfa 49 - Ne zaman Çıkacak, Kimler Arasında Olacak. İnkılâp Kitabevi, Sekizinci Baskı İstanbul 2022, [ISBN: 978-975-10-4021-3]Kitabı okudu
"Çalış, kardeşim, çalış! Divitin kuru değil, canlı insan kanına batırılmış. Varsın sayfaların boş görünsün, savaşa ve akla dair en zeki insanlar tarafından yazılıp çizilenlerden daha fazla şey söylüyorlar uğursuz boşluklarıyla. Çalış, kardeşim, çalış!"
Sayfa 64
Reklam
615 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.