128 syf.
·
Not rated
·
Liked
Şiro Hamao, Japon polisiyesinin öncülerinden biriymiş.Eşcinsel hakları savunucusu olan Şiro Hamao, eserlerinde eşcinselliği de sıkça yer vermiş. Şeytanın Çırağı, iki kısa romandan oluşuyor. İlk kısa roman, kitaba da ismini veren, Şeytanın Çırağı. Eizo cinayetle suçlanmış, yargılanma aşamasındadır. Geçmişte, hem sevgilisi olmuş, hem akıl hocalığını yapmış, savcı Tsuchida Hachiro'dan yazdığı mektuplar aracılığıyla yardım ister. İkinci kısa roman ise "Onları Öldürdü mü?" adını taşıyor. Evli bir çift kendi evlerinde öldürülür.Odera Ichiro, tutuklanır ve ölüm cezasına çarptırılır.İnfazı gerçekleştikten sonra, Odera'nın avukatı bir mektup bulur.Mektup cinayet gecesi olanları anlatmaktadır. Polisiye okuma deneyimim yok denecek kadar az.Polisiye unsurlardan çok karakterlerin duygu durumları etkiledi beni.
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao · İthaki Yayınları · 20216.5k okunma
199 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Gerçek daima günün birinde ortaya çıkar…
Hercule Poirot ünlü bir ressamın cinayet davasını ele alıyor. Fakat bu cinayeti çözmek hiç de kolay değildir. Çünkü üstünden yıllar geçmiştir ve kocasını öldürmekle suçlanan karısı da vefat etmiştir. Kızları annesinin masumluğunu ispat etmek ve babasını kimin öldürdüğünü bulmak için Poirot’tan yardım alır. Artık sır perdesinin aralanma zamanı
Beş Küçük Domuz
Beş Küçük DomuzAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20232,921 okunma
Reklam
"Sizden bu adamın kellesini istiyorum" dedi, ve bunu da gönül rahatlığıyla istiyorum. Zira oldukça uzun meslek hayatım boyunca daha önce de ölüm cezası istediğim olduysa da bu acı görevin hiç bugünkü kadar kutsal ve amir bir hükmün bilinciyle ve insana sadece korkunç şeyler esinleyen bu adamın karşısında duyduğum türden bir dehşetle telafi olduğu, dengelendiği ve hafiflediği olmamıştı."(Savcı)
Türk Fırtınası diyor ki;
BİR ÜLKE VE BİR ULUS SOYULDU Adaletin olmadığı bir yerde eksik olan güzel ahlaktır. Despotluk kötü bir ahlakın ürünü bir tutumdur. Her despot tutum ve dayatmaya karşı madem adalet ahlak eksikliği sebebiyle devreye giremiyor o zaman hepimiz birer avukat, hakim ve savcı olarak sorumlu birer yurttaş olarak bu zulmü gönüllerde yargılayacağız. Türk ulusu adına adaletin peşinde olmayanların da neden adaleti yaşatmak için mücadele vermediler diye iki yakalarına yapışacağız. Önder Karaçay
Ayrıca, siz o şiirin tamamını bilir misiniz? Bakın, biraz izin verin de tamamını okuyayım, çok güzeldir. - Okumayacaksınız elbette, burada bana da mı komünizm propagandası yapmak istiyorsunuz? - Asla, tamamını duysanız, demek istediğim, şiirin tamamen ülkemizden ve bizim halkımızdan yana olduğunu göreceksiniz. Doğrudan bizi savunan bir şiir, emperyalizmin karşısında, yani, burada ülke çıkarına karşı hiçbir şey yok. Savcı bunalmış gibiydi, kravatını gevşetti, yüzünü astı. - Şiirden bir tek siz mi anlıyorsunuz Mustafa Bey, dedi.
Sayfa 322 - YKYKitabı okudu
'Bu ülkeyi yönetenlerin yapacağı ilk iş, iyice bir yıkanmaktır' diyor Emerson. Yüz elli yıl önce Amerika için söylenmiş bir söz bugün neden canımı bu kadar acıtıyor dersiniz? Son olarak bir söz daha: 'Bir ulus ne zaman yurtseverlik çığlıkları atmaya başlar, hemen aklıma ellerinin temizliğini, ruhunun aklığını araştırmak gelir.' Bu kadar Sa­yın Savcı... Cezası ne olursa olsun insan düşündüğü kadar özgürdür.
Sayfa 106 - 107, Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
"Sonra Sayın Savcı, halkları birbirinden ayıran sınırlar de­ğildir. Gökyüzünün, suların, rüzgarın sınırı olur mu hiç? Düş­manlık bir sınır gerektirir belki, korunma güdüsüyle, ama bir kıyısızlık gerektiren sevgi sınır tanır mı? Halkları, dilleri ve o dil içinde yapıp yarattığı kültürel değerleri, farklı ve soylu kı­lar. Düşünsenize sayın savcı, camı Fenikeliler buldu diye cam bardakla su içmemezlik edebilir miyiz? Camı kullanmak için bizim Fenikelileri kendimize uyruk kılmamız mı gerekir? Öy­leyse Sayın Savcı, bırakın Kürtler de kendi türküsünü kendi sesiyle söylesin."
Sayfa 106 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
"Korkutucu olan karanlık değil ki." "Peki, ne?" "İçinde gizledikleri, Savcı Hoca"
"Bütün, parçalardan olu­şur Sayın Savcı" dedi. "Zaten parçalı bir şeyin parçalanması­nı istemek sizce de anlamsız değil mi? Biz, bütünü oluşturan parçalardan bir kısmını görürken, diğerlerini görmüyorsak, gerçekte bütünü tanımıyor, bütünün ne olduğunu bilmiyoruz demektir. İnsanın bilmediği bir şeyi bölmeye kalkması da, za­ten parçalı bir şeyi parçalamak istemesi kadar anlamsız değil midir sizce de?"
Sayfa 105 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Beni tanıyor musun sahi, Ya da beni ne kadar tanırsın ki sen Hangi karanlık geceyi paylaştın benimle söyler misin Hangi acılarımla harman oldun Kaç damla gözyaşımı sildin ellerinle Başını yasladın mı göğsüme benim, “Üzülme, geleceğim” dedin mi “gözlerimin içine bakıp” Beni tanıyormuş! .... Hadi canım! .. *** Beni tanıyor musun sahi, Ya da beni ne
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.