"Aşkı hayat biçimlerine bir türlü oturtamıyorlardı. Nasıl yaşanabileceğinden emin değildi hiçbiri. Günaha düşmek korkusu ile âşık olmak arasında savrulup duruyorlardı. Kendilerine sevmek yerine mantıklı olmayı telkin ediyorlardı ve akla yükleniyorlardı."
Sayfa 111
kasım'da sevilen kızlar nedense tedirgin ve nazlıdırlar belki yaprakların yansımasından bir hayli kırmızıdırlar gümüşlü bir pus dağıtır kirpiklerini damlalar uzar parmak uçlarından rüzgârda savrulur söyledikleri ölüm yalnızıdırlar
Reklam
Bir insan ömrünü neye vermeli Tükenip gidiyor ömür dediğin Yolda kalan da bir, yürüyen de bir Savrulup gidiyor ömür dediğin
Sayfa 233 - İnkılap KitapKitabı okudu
Nice serv-i kâmet ki, kuru bir yaprak imiş Meğer ruhum savrulan bir avuç toprak imiş
Sayfa 58 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Jung ve Nietzche'nin delirmesi
Ailem ve görevlerim vardı. Gerçekten var olduğumu ve Nietzsche gibi ruhun rüzgârlarında savrulan boş bir kağıt parçası olmadığımı bana sık sık anımsatan bu gerçeklerdi. Nietzsche'nin ayaklarının yere basmamasının nedeni, düşüncelerinin içsel dünyasından öte bir şeye sahip olmamasıdır. Bu düşünceler ona, onun onlara olduğundan daha çok sahiptiler. Kökünden koparılıp ayakları yerden kesildiği için abartıya ve gerçek olmayana boyun eğmek zorunda kaldı. Benim açımdansa, gerçekten uzaklaşma dehşetin ta kendisiydi çünkü bu dünyaya ve bu yaşama dönüktüm. Ne denli kendimi kaptırsam da ya da ne denli kendimi kaybetsem bile, her zaman geçirdiğim deneyimlerin tümüyle gerçek yaşamın yönünde olduğunun bilincindeydim. Görevlerimi yerine getirmek ve yaşamıma anlam katmak istiyordum. Böylece, ailem ve mesleğim her zaman mutluluk getiren bir gerçek olarak kaldılar ve normal bir yaşantım olduğunun kanıtı oldular.
daha nice yıldız dokulu ibrişim gerek çam pürlerinin "bu da geçer, yahu!" sözlerini işleyebilmesi için yazın kavrulmuş ağılına.
Sayfa 35 - can yayınları. | yunanlıların öyküsü ii.Kitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.