Türk matematik tarihinin en önemli simalarından biri olan Cahit Arf ve tarih öğretmeni eşi Halide Arf ile cebir ve sayılar teorisi alanlarında şöhreti dünyaya yayılmış olan Alman matematikçi Helmut Hasse'nin biyografilerini ve Arf çiftinin Hasse ile mektuplaşmalarını konu edinen bu çalışma, ilim dünyasına katkıda bulunmuş ve sayısız öğrenci yetiştirmiş üç kişi arasındaki meslekî ve kültürel bilgi paylaşımını ortaya koymaktadır.
Uzun yıllara yayılmış olan üçlü arasındaki mektuplaşma sadece hal hatır sormanın ötesinde Matematik,Türk Kültürü ve Tarihi ,Almanya ve Türkiye ‘nin ekonomik siyasi atmosferini paylaştıkları mektuplardaki samimiyet öğretmen öğrenci ilişkisinden dost ilişkinine geçmiştir.Bu mektuplarda oluşan sıcak hava , dünyaca ünlü Helmut Hesse’nin Türk Milletine olan sevgisini artırmış,bunun neticesinde Türkçe öğrenmeye ve Türk edebiyatına ve kültürününe ilgisi artırmıştır…
(Cahit Aft bildiğimiz gibi ON TÜRK LİRASI üzerinde olan bilim insanımızdır.)
Rahatsız edilmedi, uykusu her zaman ki gibi rüyasız ama çok huzursuzdu. Gece boyunca sayısız kez, sanki birileri kapıyı çalıyormuş gibi sanrılar gördü. Kimsenin vurmayacağını da biliyordu üstelik. Gece saatinde yalniz ve bekar bir adamın kapısını kim çalarda ki? Her ne kadar bilse de, devam ediyordu. Bir an için kapıya baktı. Ağzı ve gözleri açıktı, ıslak alnındaki nemli saçlarını silkeledi. Ne kadar sıklıkla uyandırıldığını saymaya çalıştı ama ortaya çıkan sayılar anlamsız geldi ve uykuya devam etti. Bu kapı çalma sesinin nereden geldiğini biliyordu, kapıda değil, başka yerlerde yapıyordu.
Yazar kitapta matematik biliminin sayısız alanlarda kendini gösterdiğinden, matematiğin akıl almaz etkinliğinden, matematiğin keşif olup olmamasından, Descartes, Kepler, Newton, Arşimet, Galileo başta olmak üzere bu ünlü saygın insanların matematik üzerine ilişki ve düşüncelerini detaylı bir şekilde anlatıyor en önemlisi de keşif ve icatın tam
Türkiye'deki eğitim sisteminin son dönemlerde nasıl reformlara maruz bırakıldığını ve politik anlamda nasıl manipüle edildiğini anlatan bir çalışma.
Ülkedeki eğitim sisteminin berbat olduğunu hemen herkes biliyor. Seneler içerisinde şahit olduğumuz uygulamalar nedeniyle bu yorumu yapıyoruz hepimiz. Eğitimde Çöküş son senelerde eğitim sisteminin başına gelenleri detaylı bir şekilde özetliyor. Özellikle son iktidar tarafından gerçekleştirilen uugulamaların perde arkasını okumak bu iktidarın yaptıklarına her gün şahit olan kişileri bile şaşırtacak bir deneyim olabilir.
Kitabın içeriği ile alakalı bir sıkıntım yok. Araştırmalar ve sayılar pek çok gerçeği ayan beyan ortaya döküyor. Çağdaş ülkelerdeki akranlarının arkasından nal toplama hususunda profesyonel nesiller yetiştirmeyi şiar edinmiş ülkemizin eğitim karnesini bu kadar net bir şekilde görmek hem gurur kırıcı hem de çok üzücü.
Kitapla alakalı sıkıntım yazarın üslubu. Bir araştırmacıdan ziyade muhalefet partisinin sözcüsü gibi anlatmış derdini. Eğitimde Çöküş isimli bir eser yazdığınız zaman iktidarı eleştireceğinizi ve haliyle belli bir tarafta yer alacağınızı tahmin etmek zor değil. Ancak bir araştırmacının bu denli politik bir dil kullanması bana doğru gelmedi. Eğitim sisteminin nasıl bir hilkat garibesi olduğuna dair sayısız kanıt söz konusuyken dilin bu kadar politik olması eserin gücünü azaltmış bence.
#1001kitap~~~
Novalis", erken Alman romantizmi'nden yazar ve filozoflarindan 1i olup gerçek adı "Georg Philipp Friedrich Freiherr von Hardenberg" dir. Novalis 1790'dan 1794'e kadar Jena'da hukuk okuyup eğitimi sırasında Schiller ile tanışmış ve Schiller'in derslerine katılmıştır. Schiller'in hastalık döneminde ona dostluk göstermiştir. Ayrıca
72 syf.
8/10 puan verdi
"Bu köyde çok üzüleceğim ben, biliyorum. Büyük güçlüklerle karşılaşacağım. İki yol var, ya bırakıp kaçmak. Terketmek buraları, yılmak, ya da her şeye katlanmak. Çarpışmak, gücümce bir şeyler yapmak. Bu insanlara yardım etmek. Birinci yolu kim seçer? Zayıflar, kendine güvenmeyenler. Halkı sevmeyenler. Ben böyle miyim? Kabul edebilir miyim
