Çok değerli biri bana, karanlığı gözümüzde çok büyüt­tüğümüzü söylemişti. Işığın her zaman orada olduğuna inanmamak için bir sebep yoktu. İnsanların seni deli sanmasında da bir sakınca yoktu. Yıldızlı bir gece istiyordum ve o bana gelmiyorsa, ben ona giderdim.
Sayfa 313 - Müptela YayınlarıKitabı okudu
Ya muhabbet bu ise niçin o kadar şikayet ederler? İnsanın yüreğini yakarmış, aklını alırmış, telefine sebep olurmuş.
Reklam
İslâmî bilim geleneği zamanla zayıflamıştır ama bazı Batılıların iddia ettiği kadar hızlı bir zayıflama olmamıştır. Özellikle tıp ve farmakoloji alanlarında İslâm'ın onuncu, on birinci ve on ikinci asırlarına kadar devam etmiştir. İslâmi bilimlerde bir çürümeden söz edilecekse, bu çürümenin İslâm dünyasının tamamını göz önüne aldığımızda ancak son iki üç asırda geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bu gerçekte de aslında utanılacak bir durum yoktur; zira bilim tarihi boyunca hiçbir medeniyetin bütün tarihi boyunca tabii bilimlerle yakından ilgilendiği görülmez. Her medeniyet bazı dönemlerde daha çok bazı dönemlerde daha az uğraşmıştır tabii bilimlerle ve İslâm dünyasında bilimsel faaliyetlerin yavaşlamasını otomatik olarak bu medeniyetin düşüşe geçmesi ile irtibatlandırmak için hiçbir sebep yoktur. Medeniyeti modern anlamıyla "bilim" ile eşitleyen görüş, modern ve Batılı bir görüştür. Fakat bu, bizzat Batı'da birçok insanın şüpheler izhâr etmeye başladığı üzere, hastalıklı bir görüş açısıdır.
Sayfa 122
İnsanlar niçin birbirlerini öpüyor? Dudaklarımız derimizin bir parçası değildir. Sindirim ve solunum sistemlerimizin bir parçası olan ağzımızın içini kaplayan mukoza adı verilen bir tabakanın dışa dönük uzamışıdırlar. Bu nedenle de renkleri tenimizin renginden farklı, biraz daha kırmızımsıdır. Öyleyse dudakları bir başka tene dokundurmak
Sayfa 23 - AykırıKitabı okuyor
Error..!
"Sana kırıldım" "..." "Öncesinden" "..." "Geçen yazdan" "..." "Çok kırgınım" "..." "Neden kırılmış olabilirim ben sana?" "..." "Ne olabilir sebep?" "..." "Söyle, neden kırılmış olabilirim sana ben?!"
Sayfa 174 - İthaki Yayınları - 3. BaskıKitabı okuyor
... Rezzan, Nedim'in annesi Nazime Hanım'ın vefatını haber aldı. Bütün felaketlerine, hayatının zehirlenmesine sebep olan bu kadına kalbinde derin kinler, nefretler vardı, ona acımadı.
Reklam
"Bağışlamak mutluluğun anahtarıdır"
Huzur arayışınıza verilen cevap buradadır. Anlamsız gibi görünen dünyada anlama açılan kapının anahtarı buradadır. Her adımınızda sizi tehdit ederek, huzuru ve sessizliği bulma umutlarınızı yitirmenize sebep oluyor gibi görünen tehlikelerden kurtuluş yolu buradadır. Tüm sorularınız burada cevaplanıyor ve şüphe bitiyor. Bağışlamayan zihin korku
Sayfa 121
Annesinin öldürmek istediği Rezzan'ın aşkı yaşamış, şimdi tersine bir istekle yavaş yavaş annesine olan hürmet ge muhabbet hislerini zehirliyordu. Ümitsizliklerinin acıları arttıkça buna sebep olan annesine karşı hissettiği kırgınlık da büyüdü.
Bütün felaketlere sebep olan annesiyle Leman'ın her şeyden habersiz kendi alemlerimde, Avni'nin yanında meşgul ve mesut yaşayışlarını hiddetli bakışlarla görüyordu. Onlara tahammül edemez oldu. Ümitsizliği ona şiddetli dargınlıklar veriyordu.
' Bu dünya bir misafirhanedir. O sizin tapındığınız altın ve zenginlik adeta kirdir. Bu dünyanın gösterişine kapılmak ahiret işlerini unutmaya sebep olur. Geçici bir hayat için sonsuzu ihmal ise akla uygun değildir. Siz Frenkler, dünyaperestsiniz. Biz müslümanlar ahret adamıyız.'
Sayfa 396 - Kapı YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.