Amerika Reîs-i Cumhûr-ı sâbıkı Roosevelt dahi şu yolda izhâr-ı teessüf eylemiştir: “Ne zaman ki bir milletin erkekleri işten ve kadınları ana olmaktan kaçınır, o millet yüreklerine kadar çürümüş addedilmelidir.”
Kur’ân-ı Kerîm’de ümmehât-ı mü’minîne hitâben bütün müslüman kadınlara (بيوتكن فى ] ( Ahzab, 33/33] buyurulmuştur ki evlerinizde oturunuz, câhiliye-i ûlâda olduğu gibi elbisenizin zarâfet ve kıymetiyle ızhâr-ı gurûr u azamet ve ibrâz-ı kibr ü nahvet eylemeyiniz demekdir.
Topçu'nun mücadelesi entelektüel alanda süre gitmiş. Fransa'da metafizik ve ahlak felsefesi dalın da M.Blondel ile tamamladığı doktora çalışmasıyla (Conformisme et Rtvolte, 1934; çev. isyan Ahlakı, 1995) başlayan yazı hayatı, kurucusu olduğu Hareket dergisi (fasılalarla 1939-1982) başta olmak üzere, Türk Yurdu, Büyük Doğu, Komünizme Karşı Mücadele, Sebilürreşad gibi dergilerde yayımlanan makaleleri, hikayeleri ve kitaplarıyla devam ediyor.
Her gün sinemaları, tiyatroları, eğlence yerlerini dolduran halkın şu hâline bakınca, insan kendisini istikbâli müemmen, vatanı mes'ûd, satveti yerinde bir millet içinde zannediyor. Keşke böyle olsaydı. Fakat, heyhât!...
Fil-hakika şu birkaç sene zarfında dest-i kazâdan başımıza öyle belâ taşları yağdı ki bunlardan bir sütun inşası mümkün olaydı zirvesi Felek-i Zuhal'e temâs eder idi.
هر جام غمی کز کف ايام كشيديم - كفتا سبك آشام که جام
دكر آمد
Beyrut'ta çıkan bir misyoner gazetesi doksan sene ömrümüz kaldığını yazıyordu. İstatistik tutmuşlar. Müslümanların yeryüzünde daha doksan sene ömrü kaldı diyorlar. Sonra hep müslümanlar tükenecekmiş. (1910)
Dönemin İslamcı yazarlarının toplandığı Sebilürreşad dergisi Enver Paşa'yı üç yüz milyonluk İslam dünyasının hak ve hürriyetlerini kazanmak için çalışan bir kahraman olarak takdim etmektedir.
Eşref Edib Bey anlatıyor ;
“Bu samimî, bu büyük ümid ve emellerle geçen Millî Mücâdele devrinden sonra İslamdan uzaklaşma hareketi büsbütün başka bir mâhiyet aldı. Yine kara günler başladı. Bütün mekteplerden din dersleri kaldırıldı. Bütün din müesseseleri kapatıldı. Bütün din talebeleri perişan edildi. “Ezan-ı Muhammedî yasak edildi. Camilerde, minarelerde Allâhuekber diyenler zindanlara atıldı. Camilerde Kur’an okuyan ve okutanlar cürmümeşhud (suçüstü) mahkemelerine sevk edildi.
“Millet kürsüsünden (Din zehirdir) diye ilân edildi. (Milletin kafasından din fikrini söküp atmak için bize otuz sene daha lâzımdır) denildi.
“Din ulemâsına, türlü türlü hakaretler reva görüldü. Din ehli süründürüldü, dilenecek hale getirildi. Din müesseselerinin kapılarına kilitler vuruldu. Birçok camiler camilikten çıkarıldı, satıldı, süflî işlerde kullanıldı. “Müslümanlar Hacc’a gitmekten menedildi. Gazetelerde dinî neşriyat yasak edildi.
“Mekteplerde muallimlere din tahkir ettirildi…
“Nihayet namazlardan Kur’an kaldırılarak, Türkçe ibâdet hazırlıkları yapıldı. Din adamlarının kökünün kazınması, ibâdet usul ve zamanlarının istedikleri şekle konulması, Diyânet Riyaseti’nin ilgâsı tasarlandı.