Böyle bir aşkın yaşanmadığına kitabın kurgu olduğuna inanmak istemiyorum daha doğrusu inanamıyorum. O müzede sergilenenleri Kemal’in biriktirmediğine inanamıyorum. O kadar gerçek ki her şey Orhan Pamuk’un kalemine hayran kalmamak mümkün değil. İlk başlarda sayfaları her çevirişimde Kemal’e büyük bir öfke duyuyordum. “Erkekler kapatılsın” sloganları eşliğinde okumaya devam ettim Yaşadığı şey takıntı mı aşk mı yoksa hastalık mı bir türlü adlandıramadım. Ulaşamadığı bir şeyin cazibesi mi onu aşk sandığı duygulara iten çözemedim. Fakat büyük bir sabırla içinde büyüttüğü aşk için savaştığına şahit oldukça saygı duymamak elde değil. Başta kızdığım Kemal ve Füsun aşkı için sonlara doğru nolur Allahım artık kavuşsunlar demeye başladım. Her satırı damağımda ayrı bir tat bırakan çok güzel bir eser. Eleştirebileceğim tek konu (haddim olmayarak) Orhan Pamuk’un betimleme konusundaki cömertliği. Konu bu kadar merak uyandırıcı ve güzel olmasa sıkılır bu kadar kısa sürede bitiremezdim muhtemelen. Şimdi ilk hedef müzeyi gezip kitabı tekrar yaşamak… Ama keşke kurgu olduğunu müzeyi gezdikten sonra öğrenme gibi bir şansımız olsaydı. Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan masumiyet müzesini tüm kitapseverlere şiddetle öneriyorum.
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20221 okunma